Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu dün İzmir’e gitti. İzmir’de Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın mezarını ve Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret eden İhsanoğlu ardından Latife Hanım Köşkü’nün bahçesinde basın toplantısı düzenledi.
Burada gündeme dair soruları yanıtlayan İhsanoğlu, Irak’ta 14 yaşındaki Türkmen kızların tecavüze uğradığını, hükümetin ise Gazze’ye yoğunlaşıp
Irak Türkmenlerini yalnız bıraktığını söyledi.
"ORAYA BİR BATTANİYE GÖNDEREMEDİK"
İhsanoğlu, hükümetin Irak ve Gazze politikasını şu sözlerle eleştirdi: “(Hükümet Gazze için) yas ilan etti, tek icraat olarak. Bu saygıyla karşılayacağımız bir husus. Onun dışında nutuk attık. Telefonlar yaptık, bağırdık, çağırdık, bir şişe kan gönderemedik oraya. Bir battaniye gönderemedik. Bir konserve kutusu gönderemedik.
Neden? Çünkü herkesle kavgalıyız. Oraya gidecek gıdanın, yardımın iki tane kapısı var. Siz o iki kapıdaki iki devletle kavgalısınız. Yani yaptılar da ne yaptılar. Biz yol gösterdik, 2008-2009 senesinde benzer bir hadise, bu ilk defa olmuyor ki. Son defa da olmayacak. İsrail’in bu zalimce saldırıları devam edecek, bu şartlar ve konjönktür olduğu sürece.
Güvenlik Konseyi’nin kapısında kilit olduğuna göre bu olacaktır. Ben başka bir yol tarif ettim yine BM İnsan Hakları Konseyi’nin mekanizması yoluyla ama kulak asmıyorlar. Bağırıyorlar, hala küfrediyorlar, yalan söylüyorlar, bize de yalan söylüyorlar başkalarına da yalan söylüyorlar.”
"FİLİSTİNLİ OLMAK MI LAZIM"
Bir taraftan Gazze ile dayanışma içerisindeyken Irak Türkmenlerinin uğradığı katliamların, tecavüzlerin unutulduğunu vurgulayan İhsanoğlu, şunları söyledi: “Yani sırf Filistinli mi olmak lazım?
Elbette Filistinlilerle dayanışma içerisinde olacağız ama biraz da Türklerle dayanışma içerisinde olalım yahu. Dün (önceki gün) bana Türkmen liderleri geldiler, öyle feci ve trajik hadiseler anlattılar ki. 13-14 yaşlarındaki genç bir kıza mükerreren tecavüz ediyorlar, değişik insanlar tecavüz ediyor. Tecavüzler filme, videolara alınıyor ve servis ediliyor.
Sonunda o kızı bir elektrik direğine asıp öldürüyorlar. Böyle vahşet. 50 bin kişi susuz, gıdasız, 50 derecedeki sıcak altında barınaksız. Bunlara hiç kimse bir şey yapmıyor. Ağzına almıyor, varsa yoksa Gazze. Ama Gazze’ye de yapılan bir şey yok. O bakımdan Türkiye’nin gerçekten bu heyecanlı hamasetin dışına çıkıp biraz rasyonalizme, akıl yürüterek problemleri çözmesi lazım yoksa sonumuz biraz kavgalı bir son olacak. Biz bu kavgayı istemiyoruz. Biz huzur istiyoruz. Vatanımızda huzur istiyoruz, yurtdışında itibar istiyoruz.”
"ADLİ TAHKİKAT DUYGUSU İÇİNDE OLMALI"
Ekmeleddin İhsanoğlu, sorular üzerine emniyet mensuplarına 22 ilde başlatılan operasyonla ilgili de şunları söyledi: “Ben de çok üzüldüm. Adli tahkikat intikam duygusu içinde olmamalıdır.
Gerçekten suç işleyen varsa ister polis ister bakan olsun devletin hangi görevinde birisi olursa olsun, böyle bir şey yapmışsa kanun karşısında eşit muamele alarak, yargılanarak cezası neyse alması lazım.
Bu uzun zamandan beri bir takım emniyet mensuplarına, yargı mensuplarına, savcılara, polislere, emniyet müdürlerine lekeleme kampanyaları başlatıldı. Birbirlerine kelepçeleniyorlar, bu ayıptır. Bu yakışmaz bize. Bin senelik devlette bu olmaz. Biz sırf 90 yıllık cumhuriyet değiliz. Biz bu devleti daha dün kurmadık ki. bu çok ayıptır bu yakışmaz.
Yargı meselesi çok hassas bir mesele. Yargıya siyasetin karışmaması lazım. Adli işlerin siyasetin karışmaması lazım. Şimdi bakınız biz 90 senedir laiklik üzerinde titreye titreye belirli bir noktaya geldik. Laiklik dinin siyasete, siyasetin dine karışmaması demektir. Bazı radikal gruplar anlayışlar var ama onlar büyük ekseriyetin karşısında bunu kabul etmek durumundadır.”
"BAŞKANLIK SİSTEMİ TÜRKİYE'YE UYMAZ"
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu başkanlık sisteminin Türkiye’ye uygun olmadığını belirtti: “Biz cumhurbaşkanı söylemini değiştirdik. Hatırlıyor musunuz dört hafta önce güçlü cumhurbaşkanı, başkan yetkileriyle Türkiye’yi değiştirecek bir başkan seçiyorduk.
Şimdi benim söylediğim anayasanın yetkilerini kullanacak cumhurbaşkanını konuşuyor herkes. Bu rejim şekli Atatürk’le beraber de başlamadı. İkinci Meşruiyet’ten itibaren başladı. Atatürk büyük istiklal mücadelesini yürüttü, muzaffer kumandan Mustafa Kemal Paşa geldi Meclis’le beraber savaşı bitirdi. Bütün yetki başbakandaydı.
Koskoca Atatürk o yetkileri kendisinde toplayamaz mıydı? Siz geliyorsunuz bana diyorsunuz ki biz ABD olacağız. Başkanımız her şeyi yapacak. Bir defa ABD’nin başkanı istediği her şeyi yapamıyor. Senatoda sorgulanıyor. Bir kişinin iki dudağı arasında değil. Biz burada her şeyi bir kişinin iki dudağının arasında yapmak istiyoruz. ABD örnek değil ki bize. O Amerika Birleşik Devletleri, federal bir yapı. Bizde 81 vilayetler var, biz bunları birleşik vilayetler mi yapacağız? (EDK)