CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin bir an önce kurlması gerektiğini ve koalisyon için gerekirse 'taşın altına elini koyacağını' açıkladı.
7 Haziran Genel Seçimlerinin ardından çıkan sonuçları ve Meclis Başkanlığı seçimlerini değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, hükümet kurulması için görevlendirmenin bir an önce yapılması gerektiğini söyleyerek, Meclis Başkanlığı seçimlerinde “Bahçeli’nin fikirlerine de saygı duyulması gerek” dedi. Kılıçdaroğlu, Meclis Başkanlığının koalisyon sürecinden çıkarılması gerektini ifade etti ve “gerekirse ülke menfaatleri için taşın altına elini koyacağını” söyledi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Siz bir koalisyon komisyonu kuracak mısınız?” sorusuna şöyle cevap verdi;
Gerek yok ki komisyona. Ne komisyonu kuracaksınız? Biz hiçbir siyasi partinin yapmadığını yaptık. 14 ilkemizi belirledik. 14 ilke, demokraside olmazsa olmaz. Ona bile mesafeli yaklaşan bir iktidarla nasıl koalisyon kuracaksınız? Gelecekler, 14 ilkemizi koyacağız, ‘demokrasinin olmazsa olmazlarıdır bunlar’ diyeceğiz. Kabul ederler etmezler onu bilmiyoruz. Bize ne soracak Davutoğlu onu da bilmiyoruz.
SÖYLEMİNDE DE EYLEMİNDE DE SAMİMİ OLSUN
Başbakan, koalisyon hükümeti kurulmasına dönük ifadelerinde gerçekten samimiyse zaten Türkiye siyasette önemli bir mesafe kat etmiş demektir. Belli bir olgunluğu yakalamış demektir. Söylemde samimi ama eylemde samimi değilse o eski siyaset anlayışının ürünüdür ve onun bir tarafa konulması lazım. Hem söyleminde hem eyleminde samimi olması lazım. Yani, şimdi geçici hükümetsiniz, samimiyet testini şuradan alıyoruz: Geçici hükümet bu kadar atama yapmaz. Atama yapıyorsanız, söylemlerinizin samimiyeti her zaman tartışma konusu olur. Niye bu kadar insanı atıyorsunuz? Yarın bir koalisyon oldu, ne olacak? Normalde etik değeri yüksek olan bir siyaset anlayışında bu atamaların yapılmaması lazım. Siz, yıllar yılı Hazine Müsteşarı atayamadınız. Tek partiydiniz. Bu acele nereden çıktı? Hazine Müsteşarlığı çok önemli bir görev, oraya atama yapamıyorsunuz, geçici hükümet olarak dünyanın atamasını yapıyorsunuz.
NE CEVAP VERECEK, MERAK EDİYORUM
Samimiyet testinde, bir şey daha var. Yargı kararlarını uygulamak. İşinize gelenleri uyguluyorsunuz, işinize gelmeyenleri uygulamıyorsunuz. Yargı kararlarını uygulayacak otoriteye de, ‘hiç meraklanma, uygulama’ diyorsunuz. Sırtını sıvazlıyorsunuz. Hangi hukuk sistemi bu? Hangi hukukun üstünlüğü. Samimi iseniz, en azından hukukun üstünlüğüne inanan, demokrasiyi savunan bir siyasi partiyle yan yana geldiğinizde, bu soruya muhatap olduğunda Davutoğlu ne cevap verecek ben merak ediyorum.
KARAMSAR DEĞİLİM
AKP-CHP koalisyon ihtimali artık çok mu zayıf?
Hayır. Umutsuzluk üzerine bir siyasetin doğru olduğuna inanmıyorum. Siyaset, bir uzlaşma sanatıdır aslında. Eğer ülkenin çıkarlarını savunuyorsak, partilerin ve bir takım kişilerin değil, ülkenin çıkarlarını savunuyorsak ortak noktalarımız çok fazladır. Ben karamsar değilim ama olma olasılığını gelişmelerden daha zayıf olarak görüyorum. Zayıf bir ihtimal olarak görüyorum. AKP-MHP ihtimali daha yüksek olabilir.
ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYARIZ
Başbakan görüşmeye geldiğinde ağırlıklı olarakDavutoğlu’nu dinleyeceğim. Bakalım ne söylüyor? Koalisyon sürecinin önüne kalın duvarlar örmek gibi bir düşüncem yok. Ülkenin çıkarlarını savunmak için gerekiyorsa elimizi taşın altına koyarız. Bütün mesele şu; Türkiye, çağdaş anlamda bir ülke mi olacak yoksa Ortadoğu bataklığında debelenen, ekonomisi gittikçe geriye giden, üniversiteleri kan kaybeden bir ülke mi olacak? Önce, belli konularda temel anlaşma noktaları sağlamamız lazım.
SAMİMİYET BEKLİYORUZ
Görüşmeye geldiklerinde, ‘14 ilkenizden şunu, şu gerekçeyle kabul etmeyiz’ diyebilirler. Biz de onları büyük bir samimiyetle dinleriz. Biz gerçekten samimiyet bekliyoruz. Evrensel ilkelerimiz var. Neden bu ilkeleri koyduk? Çünkü ülkede demokrasi, hukuk, insan hakları kalmadı. Taşeron işçi, ‘Hak istedim diye işime son verdiler. 4 çocuğum var, ne yapacağım’ diyor. Bu adamın hakkını kim savunacak? Biz savunmak zorundayız.
Kaynak: Milliyet Gazetesi