Saadet Partisi Lideri Mustafa Kamalak, AKP'yi "MİT TIR'larında yardım var idiyse niye istihbarat taşıyor, Kızılay'a ne oldu?" diye eleştirdi.
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Adana’da durdurulan TIR’larla ilgili olarak “Bu araçlarda gerçekten insanı yardım taşınıyor idiyse bunu kimseden saklamanın gereği yoktu. Madem içinde insanı yardım malzemesi var bunu niye milli istihbarat yapıyor? Kızılay’a ne oldu? Bu soruların cevaplarının verilmesi lazım.” dedi.
SP Genel Başkanı Kamalak, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Ortadoğu savaşının tam da içinde yer aldığını belirtti. Ülkenin bu durumdan çok etkilendiğini ifade eden Kamalak, sayısı tam bilinmemekle birlikte 1.5 milyonu aşkın mültecinin sığındığını anımsattı.
Musul Konsolosluğu’nda görevli 49 vatandaşın IŞİD’in elinde olduğunu hatırlatan Kamalak, şöyle devam etti:
“Türkiye sıcak bir çember içinde. Tamamen yanlış politikalar yüzünden (bu çembere girildi). Göz göre göre girdik. Amerika Birleşik Devletler Başkanı bundan 4 yıl önce ‘Esed yürüyen bir ölüdür ve kısa zamanda gidecektir’ dedi. Dönemin başbakanı ve şu anki cumhurbaşkanımız bunu bir ganimet olarak gördü.
Nasıl olsa büyük devletlerin dediği eninde sonunda oluyor düşüncesiyle Obama’nın bu açıklamasının üstüne balıklama atladı. Yanlış yaptı. Nasıl olsa büyük devletler ‘Saddam gidecek’ dediler, Saddam gitti. ‘Kaddafi gidecek’ dediler, o da gitti. ‘Hüsnü Mübarek’ gidecektir dediler, Mübarek gitti. Derken sıra Esed’e geldi. Burada fark etmedikleri bir şey vardı. Suriye’nin yapısı. Bunu fark edemediler. Suriye bir kavşaktır. Orada 72 milyondan oluşan ayrı ayrı millet yaşıyor. Suriye’deki kaos İsrail’in işine yaradı. Onların düşüncesine göre Esed gidecek, devlet kalacak yeni bit yönetim gelecek ve bu yeni yönetim Türkiye’nin kontrolünde olacak. Yeni yönetimin Türkiye’nin kontrolünde olabilmesi için de tabi Türk hükümetinin bir an önce harekete geçmesi gerekiyordu. Türkiye bu noktada büyük yanlış yaptı. Şu an gelinen noktada kendilerinin büyütüp beslediği IŞİD’e karşı Esed’le işbirliği yapmak zorunda kalacaklar.”
Hükümetin IŞİD’i desteklemediği yönündeki iddiaları da değerlendiren Kamalak, Adana’da durdurulan TIR’ları hatırlattı. TIR’larla ilgili soru işaretlerinin ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Kamalak, “Peki o TIR’lar ne götürüyordu? Zaman zaman kaçakçılarla yahut haramilerle polisler arasında çatışmalar olur ve emniyet mensuplarının geri çekildiği de olur.
Hükümetin IŞİD’e destek vermediğini söylemesi, ‘ destek vermediği’ anmalına gelmez. TIR’lara arama isteyen savcılar gerçekten hukuka aykırımı davranmış? Yoksa o TIR’lar üstün gücün talimatıyla hareket ettiği için mi savcılar suçlu bulunmuş? Bunlara bakmak gerekir. Şöyle diyelim o TIR’larda gerçekten insanı yardım taşınıyor idiyse bunu kimseden saklamanın gereği yoktu. Madem içinde insanı yardım malzemesi var bunu niye milli istihbarat yapıyor? Kızılay’a ne oldu? Bu soruların cevaplarının verilmesi lazım. Olaylara bir bütün olarak baktığımızda sorunun ve cevabının çok faklı olduğunu görüyoruz. Mesela Irak hükümetinin Musul’u boşaltırken biz niye oradaki konsolosluğumuzu boşaltmıyoruz? Oradaki diplomatlarımız niye Türkiye’ye çağrılmıyor? Aradan 3 aya yakın bir zaman geçti 49 insanımız ister adına rehin deyin ister esir ne olursa olsun şu an IŞİD’in elinde. Bu terör örgütünün adı ister cumhuriyet olsun ister başka bir şey. Ortadaki tek gerçek yaşanan ölümler ve esirler.” diye konuştu.
“DAVUTOĞLU NEREYE ELİNİ ATTIYSA ORASI ÇIKMAZA GİRDİ”
IŞİD’in elindeki Türk rehinelerle ilgili olarak nasıl bir girişimde bulunulduğunun bilinmediğini söyleyen Kamalak, “Hükümetin vatandaşlarımızın kurtarılması noktasında ne gibi girişimlerinin olduğunu bilmiyoruz. Davutoğlu sürekli temas halinde olduğunu söylüyor. Siz bunu nasıl buluyorsunuz? Davutoğlu nereye elini attıysa orası çıkmaza girdi. İnşallah dış politikadaki o yanlış uygulamalar Türkiye’nin içine yansımaz.” şeklinde konuştu.
Kamalak, Abdullah Gül’ün Milli Görüş’ün lideri Necmettin Erbakan’ın mezarını ziyaret etmesine ilişkin ise “Tabi Abdullah Gül, bu ocakta yetişen üzerinde hocamızın büyük emeği olan birisidir. Bu bir vefa borcu diye nitelendirilebilir. (Partiye döner mi) Bunu zaman gösterir. Başkası adına konuşmak doğru olmaz, bu kendisinin bileceği bir şeydir. Biz baba ocağıyız. Mili görüşüz. Saadet Partisi’yiz, dolayısıyla huzur ve kardeşlik isteyen herkese kapımız sonuna kadar açık.” ifadelerini kullandı.