İzmir vekili Balbay, kurultay çağrısını yineledi “CHP’ye yeni bir yön, yöntem ve yönetim lazım Partide her sorumluluğu almaya hazırım” dedi

Mustafa Balbay’ı cezaevinde ziyaret ediyor, ağırlaştırılmış hapis cezası istemiyle yargılandığı günlerde siyasi söylemlerini dinliyordum. O konuştukça içimden “acaba cezaevinden çıkabilecek mi?” diye düşünüyordum. Balbay, şimdi CHP’nin Genel Başkanlığı’na aday.

İşte siyasete Silivri Cezaevi’nde giren, son seçimde yeniden İzmir Milletvekili seçilen Mustafa Balbay ile yapılan o röportaj;

‘VEFASIZLIK’ ELEŞTİRİSİNE YANIT

Vefa benim için bir semt adı değil, kalbime giden ana damardır. Gerek bizde, gerekse diğer ülkelerde de siyasal davalar sonucu uzun süre hapis yatanlar, özgürlükte ülkeye hizmet etmek için en etkili yerlerde olmuştur. Tabii ki sadece hapis yetmez. Alacağınız sorumluluğun gereği olan donanımı da edinmelisiniz. Bu ülkeye borcumuz var. Bizi demir parmaklıkların arkasında yalnız bırakmayan insanlara vefa borcumuz var.

‘SORUN LİDER DEĞİL’

2 Kasım günü şu kararı verdim: Önümüzdeki 4 yılı demokrasinin ve parlamenter sistemin ayakta kalması için mücadele ederek geçireceğim. Ben bu süreçte her türlü sorumluluğu almaya hazırım. Buna Genel Başkanlık da dahildir. Ama sorun sadece yeni bir genel başkan değil, Cumhuriyetin 100. Yıldönümü yaklaşırken CHP’ye yeni bir yön, yöntem ve yeni bir yönetim lazım. Bütün bunları açıkça konuşabilmeli, kurultayda sonuçlandırmalı, sonrasında bütün tartışmaları bitirip hedefe yönelmeliyiz.

‘PARTİ İÇİN İKİ ÖNERİM VAR’

CHP’ye iki ana hedef öneriyorum. Birincisi: 1 Kasım’dan sonra toplumda oluşan olumsuz iklimi ortadan kaldıracak dip diri bir mücadele süreci yaşamak. İkincisi: 2019’da üç seçimi kazanmak.

‘MANİFESTO HAZIRLIYORUM’

Yüzde 25 oy bir mücadele zemini olarak önemlidir. Ama iktidar hedefi için yetersizdir. Partide hedefi olan kişilerin ve kadroların yüzde 25 barajını nasıl kırarız arayışında olması gerekli. Bunun için 60-80 sayfalık bir manifesto önerisi hazırlıyorum. Bütün temel konularda yeni şeyler söylemeliyiz. Toplumda böyle bir açlık var.

‘BU GÖMLEĞİ GİYMEYE HAZIRIM’

Siyaset, iyi bir liderlik ve ekip işidir. Dış politikadan, ekonomiye kadar her alanda danıştığım, benimle birlikte yürümeye hazır pek çok kişi var. Zaman elverdiği ölçüde tüm il kongrelerine gitmek, konuşmak, hedeflerimi anlatmak istiyorum. Genel kabul görürse ben bu gömleği giyerim. Eğer kurultayımız bir başka arkadaşımızı benimserse, her türlü yardımı yapar, yolumu yine CHP’de sürdürürüm.

İyi bir muhalefet ve sağlam bir 2019 hedefi öneriyorum

Bütün mesele, yüzde 25’i aşma hedefini benimsemekle ilgili. Siyasette yerleşmiş ‘yüzde 70 sağ, yüzde 30 sol’ söylemi var. Bu mutlak bir değer değil. Örneğin 35 ilde milletvekili çıkaramadık. Bu illeri incelediğimizde en az 15’inde milletvekili çıkarma potansiyelimiz var. Bu tür illerimizde adaylarımızı bir yıl önceden belirlemeyi ve propaganda sürecini uzun tutmayı öneriyorum.
Kılıçdaroğlu, kurultay sonrasında köklü değişiklikler yapacağını söyledi. Bunu kurultay sonrasına bırakmamasını öneriyorum.
Kemal Bey, Genel Başkanlık sürecinde enerjik bir tempo sergiledi. Hepimiz gücümüz ölçüsünde buna katıldık. Ancak bilimde şöyle bir söylem vardır: Aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç bekleyemezsiniz.

‘FABRİKA AYARIMIZ YOK’

Tüm arkadaşlarımızı CHP’nin geleceğini düşünmeye çağırıyorum. AKP’de 7 Haziran sonrası ‘fabrika ayarlarımıza dönelim’ sesleri yükseldi. Bizim öyle bir şeyimiz olmaz. Çünkü biz fabrikada imal edilmedik. Bizim, köklerimize dönmemiz gerekli. Köklerimizde de Sivas Kongresi var, ‘Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir’ ilkesi var.

Kurultayda CHP yara almamalı

Kurultaya giderken benim üç şıkkım var: kırıp dökmeyelim, olağan süreci zorlamayalım, siyasi rakiplerimize malzeme vermeyelim. Olağanüstü kurultay isteyen arkadaşlar önceki delegelerle yönetimin belirlenmesinden yana.
Olağan kurultay ise kasım sonu ve aralık ayı boyunca yapılacak kongrelerde belirlenecek delegelerle yapılacak. Ben her iki delegeye de güveniyorum. Benim birinci hassasiyetim toplum gözünde CHP’nin yara almaması, CHP tabanının yeni bir yorgunluk yaşamaması.

‘PARTİ YERİNDE SAYIYOR’

Tabanda büyük bir değişim beklentisi var. Son 20 ayda 4 seçim yapıldı, hepsinden aynı sonuç çıktı. Şimdi tabanla birlikte ben de soruyorum: Bundan sonra da aynı şeyleri yaparsak farklı bir sonuç mu çıkacak?

Aslında CHP sağa-sola kaymıyor, yerinde sayıyor. İşte bu kısır döngüyü kırmak için taban yeni bir heyecan istiyor. Benim de öncelikle tabana karışmam, hizmet etmem gerekiyordu. 4 seçimdir bunu yapıyorum.

7 Haziran öncesi de Kemal Kılıçdaroğlu’na yük olmamak, zaten sıkışık olan elini güç durumda bırakmamak için kontenjan istemedim. Tabana gittim. Ön seçimle geldim. Ben siyasete gerçek anlamda adımı ön seçimle attığımı düşünüyorum.

Kaynak: sozcu.com.tr / Saygı Öztürk