HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder: "Meclis ilk defa bu kadar sosyalist ağırlayacak"
Ankara Tabip Odası’nın düzenlediği söyleşiye katılan HDP İstanbul Milletvekili Önder, 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimi’ne yönelik önemli açıklamalarda bulundu. HDP olarak parlamenter sistemden yana olduklarını belirten Önder, "Bugün de bu noktadayız hatta veciz bir şekilde eş genel başkanımız, ’seni başkan yaptırmayacağız’ diyerek bunu ifade etti. Bu tartışmalar biraz HDP’ye dönük yönelimin önünü kesmek için tedavüle sürülen şeyler. Biz her gittiğimiz yerde artık bunu tekrarlamaktan sıkıntı duyuyoruz" dedi.
Başkanlık sistemine karşı olduklarını tekrarlayan Önder, sol vicdanın Türkiye’de vicdanların akreditasyonu işlevi gördüğünü dile getirdi. Yüzü sola ve emeğe dönük insanların oy verme tercihlerini aslında sosyalistlerin aldığı tutumun belirlediğini savunan Önder, "O anlamda, biz meseleye sayısal bir değer olarak bakmadık. Listemizdeki sosyalist temsiliyete baktığımızda da bunun pratiğini görmüş olursunuz. Temsilci seçilecek yerde olan insanların, yani Meclis’e barajı aşmamız durumunda 70 civarında vekille gireceğiz. Bu milletvekillerinin 37’si sosyalist arkadaşlarımız. Biz meseleye böyle yaklaştık" ifadelerini kullandı.
"MECLİS İLK DEFA BU KADAR SOSYALİST AĞIRLAYACAK"
HDP’nin "Kürt milliyetçiliği" ile çok sık suçlandığını vurgulayan Önder, "Aslında bu, Kürtlerin yüksek duyarlılığından kaynaklanan bir teslimiyet oranı. Bir yandan da kendilerini milliyetçiliğe karşı korumak anlamında sosyalist temsiliyete bu kadar alan açılıyor. Sanırım bu meclis ilk defa bu kadar çok sayıda Sosyalisti ağırlayacak" dedi.
HDP olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılmasını resmi olarak dile getirdiklerini hatırlatan Önder, bunu kendilerinden başka kimsenin şu anda dile getirmediğini belirtti. "Diyanet’in kapatılması üzerinden oluşturulan bütün psikolojik harbe de direniyoruz" diyen Önder, şöyle devam etti:
"Yani bulunduğumuz yerde durmaya devam ediyoruz. Peki Diyanet’in bu alandan elini çekmesini istediğimizde, bu alan için ne öneriyoruz: Bu alan için kendi kendilerini örgütlemeleri, inanç özgürlüğü temelinde yaklaştığımız zaman, böyle bir hakka saygı duyacağımızı ve bunu teşvik edeceğimizi söylüyoruz. Tekke ve zaviye dediğimizde içine cemevi, Alevi-Bektaşi tekkeleri ve dergahlar da giriyor. Bunun sadece bizim yapabileceğimiz, buna kamunun eşit olmayan yaklaşımlar geliştirip birini hepten kamusal alanın dışına iterken öbürüne kamunun bütün kaynaklarını transfer etmesi sonucunu doğuruyor. Biz inançların kendi kendine örgütleme biçimine bir itiraz geliştirmemeliyiz diye düşünüyorum."
"MESELEYİ NEREDEN ALDIK NEREYE GÖTÜRDÜK"
Çözüm sürecine yönelik konuşan Önder, Güney Afrika örneğini vererek, "Orada da dünyanın en faşizan, en eli kanlı diktatörüyle görülüyor barış görüşmeleri. Kamuoyu çoğu zaman şunu unutuyor başta sizin odanızın yıllarca sürdürdüğü bir talebi yerine getiriyoruz. Ne dediniz? Kürt meselesinde silahsız çözüm, müzakere yoluyla çözüm. Yani bunu belki en sık ve en içten zikreden kurumların başında geliyorsunuz. Biz de böylesi bir çözüm için bir zemin yarattık. Bundan sonra, sizleri tenzih ederek söyleyeyim, birçok dostumuzla, ’vay siz bunlarla nasıl görüştünüz’ arkadaşlar sizin talebinizdi bu. Yani biz sizinle müzakere etmeyeceğiz. Bu konuda sizinle muhtemelen 5 dakika içinde müşterek bir noktaya gelebiliriz. Şu an ülkede seçilmiş, meşru bir yönetim var ve bununla müzakere etmek durumundayız. Bu müzakerenin sadece son 2 buçuk yıllık dilimine bakın, biz bu meseleyi nereden aldık nereye getirdik. Muhataplarımızın tavrı ve tutumu, bizim siyasi yaklaşımlarımız sayesinde teşhir olmak durumunda kaldı" açıklamasında bulundu.