Arşivler Açılsın, Türkiye Gerçek Tarihine Kavuşsun

8 Aralık 2014 - 18: 7
Son günlerde Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasının açılması gündemde. Bunun için geç bile kalındı. Yıllar önce açılmalı ve bu konuyla ilgili yapılan araştırmalar birincil kaynaklarla bir sonuca varılmalıydı. Mirasın açılmasını tartıştığımız bu günlerde bir konuyu daha gündeme getirmenin yararlı olacağı kanaatindeyim. Sadece mirasın değil, bununla beraber Türkiye’deki bütün kurumların arşivleri de açılmalıdır. Elimizde onlarca Cumhuriyet Tarihi kitapları mevcut ancak bu kitaplardaki birçok konu hala net olarak bilinmiyor. Cumhuriyet’in ilk aydın cinayeti olan Sabahattin Ali olayını aydınlatmadan, Cumhuriyet’in son aydın cinayeti Hrant Dink’i aydınlatmamız mümkün müdür?
 
Rasih Nuri İleri

Rasih Nuri İleri de belki TKP’yle tanınır ama ben onu Alev Çukurkavaklı’nın Sabahattin Ali Olayı kitabıyla tanımıştım. Rasih Bey kitapta Sabahattin Ali’nin öldürülmesiyle ilgili o kadar çarpıcı tespitler yapmıştı ki herkesi hayrete düşürmüştü. O güne kadar hukuki olarak Sabahattin Ali’nin Ali Ertekin tarafından öldürüldüğü bilinirken İleri, Alev Çukurkavaklı’ya röprtaj vermiş ve dönemin Kurmay Yarbay’ı Talat Turhan’ın Sabahattin Ali’nin jandarma karakolunda işkence yapılırken öldürdüğünü söylemişti.
***
Yıllar sonra (2013), Talat Turhan’a ulaşmış ve Sabahattin Ali’yle ilgili gerçeği kendisinin görüp görmediğini sormuştum. Talat Bey de Rasih Nuri İleri’nin böyle bir tez ortaya attığını, Sabahattin Ali’nin işkenceyle öldürüldüğünü söylemediğini vurgulamıştı. Ekleyerek, kendisinin varsayım/olmuş olma ihtimali olarak söylediklerini Rasih Bey’in yanlış yorumlamış olma ihtimali üzerinde durmuştu.

MİT ve Emniyet arşivleri açılmalı
 
Sabahattin Ali olayının tarafsız olarak aydınlatılmasıyla ilgili yapılması gereken tek bir yol mevcut. O da 1947-48’deki MAH (bugünkü adıyla MİT) ve emniyet arşivlerinin açılması. Rasih Nuri İleri ve Talat Turhan’ın varsayımları yerine belgelerle tarihi incelemek ve aydınlatmak yaraları bir nebze de olsun saracaktır. Zira Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali yaşıyorken bu arşivlerin açılması hem aile fertlerinin kederini azaltacak, hem de Türkiye’nin kendi tarihiyle yüzleşmesini sağlayacaktır.
 
Talat Sait Halman

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin en değerli hocalarından birisinin daha vefat haberi geldi. Ajanslar, her ne kadar “Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı vefat etti.” diye geçseler de haberi, Talat Sait Halman benim için her zaman hocaydı. Ben, onu hoca olarak tanımış ve hoca olduğu dönemde tanışmıştım. Derin Tarih’te çalışırken, zannediyorum derginin 6. sayısı için “Divan Şiiri Türk Şiiri’nin Altın Çağı mıdır?” başlık bir dosya hazırlamak istemiştim. Bu dosyada kimlerin olabileceğiyle ilgili isim müzakereleri yaparken Günay Kut, Cihan Okuyucu, Ataol Behramoğlu ve İskender Pala’nın olmasına karar verilmişti. Mustafa Armağan, Talat Sait Halman’ın da olması gerektiğini söylemişti. Bunun üzerine, o zaman Bilkent Üniversitesi’nde hocalık yapmaya devam eden Sait Halman’a ulaşmış ve bu şekilde kendisiyle tanışmıştım. Bir hafta sonra da yazıyı teslim almıştım.
***
Öncesinde, Ataol Behramoğlu hariç o dosyada yazan Günay Kut, Cihan Okuyucu ve İskender Pala; Divan Şiiri Türk Şiiri’nin Altın Çağıdır tezini savunmuşlardı. Ataol Behramoğlu Divan Şiiri sonrasındaki şiirlerin de Türk şiirini zenginleştirdiğini savunuyordu ve dosyada bu tezi savunan tek isimdi. Talat Sait Halman’dan gelen yazıda da Ataol Behramoğlu’yla aynı tezi savunulmuş ve dosya daha güzel bir hal almıştı.



    :

    :

    :

    :

    "Arşivler Açılsın, Türkiye Gerçek Tarihine Kavuşsun" hakkında Tweetler
    YAZARIN DİĞER YAZILARI