Çilem Karabulut, “O silah o anda patlamasaydı, kesinlikle ben oradan sağ çıkamayacaktım” dedi.
Adana’da kendisine sürekli şiddet uyguladığını belirttiği eski eşi Hasan Karabulut’u öldüren ve “Hep mi kadınlar ölecek? Biraz da erkekler ölsün” sözleri basına yansıyan Çilem Karabulut, “O silah o anda patlamasaydı, kesinlikle ben oradan sağ çıkamayacaktım” demiş.
Adana Kadın Platformu’ndan avukat Sevil Aracı, Songül Yıldız ve Fatoş Hacıvelioğlu, Karabulut’la tutuklu bulunduğuğu cezaevinde görüştü.
Buna göre, Çilem Karabulut, 2.5 yıllık evliliğinin 28’inci gününden itibaren şiddete uğramaya başlamış.
Karabulut’un maruz kaldığı her ağır dayakta şikayetçi olduğunu Aracı şu sözlerle aktarıyor:
“Saydığı şiddet vakalarını biz not etmekte zorlandık. Şehrin nerdeyse tüm karakollarında kaydı olduğunu anlatıyor. Yaşadığı şiddete şahit olarak gebeliğini takip eden doktoru gösteriyor. Hamileyken bile defalarca dayak yedim, nerdeyse her kontrole yaralı gittim diye anlatıyor.”
Çilem Karabulut, olay gününü ise şöyle anlatmış:
“Bana ‘bavullarını hazırla, Antalya’ya gideceğiz, orda fuhuş yapacaksın’ dedi. İtiraz edince vurdu, düşürdü.
Ondan kurtulmaya, ayağa kalkmaya çalışırken elim tutunduğum yatakta, yastığın altındaki demire değdi.
O anda silahı nasıl aldım, nasıl vurdum hatırlamıyorum. O silah o anda patlamasaydı, kesinlikle ben oradan sağ çıkamayacaktım. Ben aslında onun yaralandığını, öldüğünü bile anlamadım.
Halen arkamdan geldiğini sanıyordum, korkumdan kapıyı üzerine kilitleyip kızımı alıp kaçtım. Öldüğünü öğrenince kendim gidip teslim oldum.”
TİŞÖRTTEKİ YAZILARIN ANLAMINI BİLMİYORMUŞ
Tarsus’ta vahşice katledilen Özgecan Aslan’ın ölümüne çok üzüldüğünü belirten Karabulut, o günlerde Özgecan’ın bir resmini balkonuna asmış. Kocası ise ‘Sen bu kim biliyor musun?
O..u bu, mini etekliymiş’ diyerek resmi indirmiş. Görüşmede, Çilem Karabulut’un teslim olduğu sırada üzerinde olan ve İngilizce ‘Sevgili geçmiş, tüm derslerin için teşekkür ederim’ yazılı tişörtü de konuşulmuş:
“Tişörtün hikayesi ise oldukça ilginç. Teslim olduğunda üzerinde bulunan kıyafetler kirlendiği için annesinden giyecek bir şeyler getirmesini istemiş.
Evi mühürlü olduğundan annesi rasgele girdiği bir mağazadan bir anda alıp çıkmış tişörtü.
Annesi de, kendisi de İngilizce bilmiyor. Hatta annesine, “Niye doğru dürüst bir gömlek falan almadın, 5 liralık tişörtle mi çıkayım mahkemeye” demiş. Polisler tişörtüne bakıp konuşuyorlarmış kendi aralarında, bir gariplik olduğunu sezmiş ama anlamamış.
Cezaevine girdiğinde koğuş arkadaşları ile İngilizce sözlükten bakıp anlamını çıkarmaya çalışmışlar ama çok da çözememişler. Biz tam anlamını söyleyince gözleri büyüdü Çilem’in. Sonra “Yemin ederim bilmiyordum, vereyim o tişörtü götürün, kurtulayım ondan” dedi. Biraz da tişörte yüklenen anlamlardan rahatsız olmuş haliyle.”
“KADINLAR İÇİN MÜCADELE EDECEĞİM”
Çilem Karabulut, hapisten çıktıktan sonra ise kadın haklarını savunmak istediğini belirtmiş:
“Son olarak cezaevinden çıkınca ne yapacağını soruyoruz Çilem’e. “Hep dört duvar arasında kalacak olsam da bundan sonra kadınlar için mücadele edeceğim. Çıkarsam gerekirse şehir şehir dolaşacağım, kadın haklarını savunacağım” diyor.”
Kaynak: Sevil Aracı | Evrensel