ABD Dışişleri Bakanlığı'nın raporunda, Türkiye'nin yabancı terörist savaşçılar için bir kaynak ve transit ülke olduğu belirtildi.
ABD raporunun en ilginç bölümünü ise, PKK terör örgütünden bahsedilen paragraflar oluşturdu. Recep Tayyip Erdoğan’ın hem Başbakanlık hem de Cumhurbaşkanlığı döneminde sürekli tekrarladığı “AKP hükümeti Öcalan’la müzakere yapmadı” tezine karşılık, ABD raporunda aynen şu cümle yer aldı;
“PKK ile 30 yıl süren çatışmanın ardından, 2012 sonlarında Türkiye hükümeti ve PKK lideri Abdullah Öcalan barış süreci görüşmelerine başladılar….”
TÜRKİYE’NİN TERÖR TANIMINI ABD DE ELEŞTİRDİ
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporunda, Türkiye’nin “terör tanımı” da eleştirildi. Raporda aynen şöyle denildi;
“Son dönemde Türk mahkemeleri IŞİD’e katılmak için Türkiye’yi geçiş yolu olarak kullanan yabancı terörist savaşçıları da terör tanımına dahil etmeye başladılar. Ancak bu gelişmeye rağmen, Terörizmi sadece Türk devletine ya da Türk vatandaşlarını hedef alan bir suç olarak tarif eden yasalar, uluslararası terörizmle mücadeleyi de baltalıyorlar. Türkiye’nin terörizm tanımı küresel terör şebekeleriyle mücadele alanında operasyonel ve yasal işbirliğine engel teşkil edebiliyor.”
POLİSİN TERÖRLE MÜCADELE KAPASİTESİ İYİ AMA MAHKEMELER…
ABD raporunda, Türk polisinin terörle mücadele kapasitenin “oldukça gelişmiş” olduğu vurgulanırken, Türk mahkemelerinin ise buna ayak uydurmakta zorlandıkları ifade edildi. Raporda, “Türkiye’deki polisin terörle mücadele kapasitesinin gelişmişliğine rağmen, Türkiye’nin ceza hukuk sistemi terör ve organize suç şebekelerini yargılamak ve bitirmekte başarılar göstermenin daha çok başlarında…”
AŞIRILIKLA MÜCADELE “İMAMLARA EMANET”
ABD raporunda, aşırılıkla mücadelenin “imamlara emanet edildiği” de yer aldı. Raporda, aşırılıkla mücadele konusunda iki önemli program yürütüldüğünü, bunun ilkini Türk polisinin, ikincisini ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın olduğu ifade edildi. Raporda, Diyanet’in programı şöyle anlatıldı;
“Diyanet, şiddete varan aşırılıkla mücadeleyi mesajlar yoluyla azaltmaya çalışıyor. Türkiye’de tüm Sünni imamlar Diyanet’te istihdam edilmiş durumda. Yaklaşık 140 bin Diyanet yetkilisi, Türkiye çapında bireylere ulaşarak geleneksel dini mesajları veriyorlar. Diyanet, benzer bir çalışmayı dini dernekler aracılığıyla Türkiye dışında yaşayan Türkler arasında da gerçekleştiriyor.” Raporda, Diyanet’in 10 Ağustos 2015’te yayınladığı “DAEŞ’in (IŞİD) temel felsefesi ve dini referanslar” adlı, IŞİD’in İslam yorumunun bizzat Kur’an-ı Kerim ayetleriyle çürütülmesine ilişkin raporuna da atıfta bulunuldu.
VAKIFLAR DA DENETLENMİYOR
ABD raporunda, Vakıflar Genel Müdürlüğü’e bağlı olan yaklaşık 70 bin vakfın, özellikle kara para aklama ve terörizmin finansmanı konusunda “denetlenemedikleri” de yer aldı. Yardım vakfılarına Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün lisans verdiğine dikkat çekilen raporda, “Ancak yaklaşık 70 bin vakfı izleyip denetleyebilecek yeterli sayıda elemanları yok” denildi.
Raporda, Türk hükümetinin uluslararası mal varlığı dondurma kararlarını “gecikmeden Resmi Gazete’de yayınladığı”, ancak uluslararası karar uyarınca alınan “mal varlığı dondurma kararlarının gerçekten uygulanıp uygulanmadığının belirlenemediği” de yer aldı.
“TÜRKİYE IŞİD TERÖRİSTLERİ İÇİN TRANSİT ÜLKE”
Türkiye için “IŞİD’e terörist geçişlerinde transit ülke” ifadesinin kullanıldığı raporda, Türk hükümetinin geçişlere karşı aldığı önlemler de tek tek sıralandı:
* Türkiye “ülkeye giriş yasağı listesi” oluşturdu ve uygulamaya koydu
* Havaalanları, limanlar, otobüs terminalleri ve sınır kentlerinde “risk analiz birimleri” kuruldu.
* Suriye ile olan sınırdaki asker sayısı arttırıldı
* Sınır bölgelerindeki fiziksel altyapı güçlendirildi.
* ABD ile olan terörle mücadele bilgi paylaşımı arttı
* Türkiye, 2015 yılında 85 ülkeden gelen toplam 2337 terör zanlısını sınırdışı etti.
ABD’YE GÖRE, TÜRKİYE’DEKİ AKTİF TERÖR ÖRGÜTLERİ
ABD raporunda, Türkiye’deki aktif terör örgütleri de tek tek sıralandı. Raporda, “PKK, DHKP-C, TAK, Türk Hizbullahı” Türkiye’deki aktif terör örgütleri olarak sıralandı. Türk hükümetinin terör örgütü olarak gördüğü MLKP’nin ise, “büyük ölçüde hareketsiz” olduğu ifade edildi.
ABD raporunda, Türk hükümetinin Hamas siyasi bürosundan Halid Meşal’le diplomatik temaslarının da sürdüğü ifade ediliyor.
BARIŞ SÜRECİNİ BİTİREN OLAY, ABD RAPORUNDA YER ALMADI
ABD raporunda dikkat çeken bir başka unsur ise, barış sürecini bitiren olay olarak kayıtlara geçen, 2015 Temmuz ayında iki polisin evlerinde şehit edilmeleri olayına hiç yer verilmemesi.
Raporda, 2015 yılında Türkiye’deki Ankara Gar saldırısı, 7 Haziran seçimleri öncesinde Diyarbakır HDP mitingine saldırı, Sultanahmet’te bir Rus kökenli kadının polis noktasına saldırısı, IŞİD’in Suruç saldırısı, DHKP-C’nin ABD’nin İstanbul konsolosluğunu kurşunlaması, Kilis’te IŞİD’in sınırdaki güvenlik güçlerine ateş açması, TAK’ın Sabiha Gökçen havalimanına saldırısı tek tek sayıldı.
Ancak 23 Temmuz 2015’te Şanlıurfa’da evlerine giren teröristlerce iki polis memurunun şehit edilmesine yer verilmedi.
Kaynak: Sözcü Gazetesi