Yenilen yemeklerin, gezilen yerlerin ve acılı anların paylaşılmasında ölçünün kaçtığını dile getiren Diyanet, bunun da “ahlaki dejenerasyona” yol açtığını savundu. Aydan Usta adlı uzman tarafından kaleme alınan “Sosyal Paylaşım Tuzakları” başlıklı makalede, sosyal paylaşımların iyi yönünün de olduğu ancak kontrolün kaybedilmesi durumunda bunun “vahim sonuçlara yol açacağı” vurgulandı. Makaleye göre, paylaşımların olumsuz yönleri şöyle:

PAYLAŞMAK İÇİN YİYORLAR

“Sanal ortamlar adeta bir gövde gösterisi yapılan arenaya çevrildi kısa sürede. Gidilen yerlerde arz-ı endam edilerek paylaşılan fotoğraflar, gezilen yerlerin tarihi özelliklerini değil de “ben geziyorum” mesajını vermek için paylaşılır oldu. Daha da kötüsü dışarıda yenilen yemek vesaire mutlaka paylaşıldı. Belki de sadece sosyal ortamda paylaşılmak için yendi. Mesaj yine aynı; bak ben yine geziyor, eğleniyor en güzel yerlerde yemek yiyorum…

PİKNİKLERİ UNUTTUK

Hayatımızı göstermelik yaşar olduk. Sadece başkaları ne kadar mutlu olduğumuzu görsün, ne kadar ferah yaşadığımızı görsün diye yaşar olduk sanki. Peki bir düşünelim bakalım bu sosyal ortamlar hayatımıza girmeden önce ailece gittiğimiz bir piknikteki tadı alabiliyor muyuz acaba? Arkadaşlarımızla aramızda kamera çekimi olmadan içtiğimiz İşin ucunu kaçırmış durumdayız. Yeni doğan çocuğun ilk ağlayışını kameralar karşısında dünyaya duyurmaktan tutun da annesinin son nefesini dahi kameraya çekip paylaşanlar var.

EŞLERİNİ BİRBİRİNE DÜŞÜRÜR

Bu belki de en masum şikayetimiz. Eşler arasındaki “bak herkes nerelere gidiyor biz hiç tatil yapamıyoruz” diyalogları pek çok evden duyulur oldu. O yaparsa ben de yaparım hırsı, kanaatsizlik ve kıskançlık, sonuç mutsuz aileler… Daha da vahimi, gençlerin durumu… Alınan ayakkabı, çanta, kıyafet alındığı anda bütün dünyanın gözleri önünde. Benim gücüm var alıyorum.

GAYRIMEŞRU YOLLARA SÜRÜKLER

Peki ya alamayan? Gençlerimiz, bu gidişatı kötü olan yarışta ipi göğüslemek için meşru olmayan yollara başvurabiliyorlar ne yazık ki. O ayakkabıdan çantadan benim de olmalı düşüncesiyle gözlerini para hırsı bürüyor. Kısa yoldan paraya ulaşmak için kendilerini ve ailelerini zor duruma düşürenler, heba olan en güzel yıllar…

AHLAKİ DEJENERASYON

Aslında durum sandığımızdan vahim. Yaptığı kötü bir durumu paylaşan kişinin bilinçaltına verdiği mesaj; ben yaptım sen de yapabilirsin, zararı yok mesajıdır. Sonuç; ahlaki dejenerasyon. Bir de işin şu boyutu var ki göz ardı ediliyor. Bizim paylaşımlarımıza kolaylıkla kötü niyetli insanlar da ulaşabiliyor.”

Kaynak: Sözcü / Ali Ekber Ertürk