Can Dündar, Türkiye'deki gazeteciliğin neye karşılık geldiğini bugünkü köşesinde özetledi.
İşte Dündar'ın o yazısı...
Belaya hoş geldin kardeşim, hayırlı olsun.
Haber yazımı, röportaj, meslek etiği dersleri almışsındır; ama mutlaka dövüş sanatlarını da öğren; her tür şahsi savunma sporu işe yarar.
İşe başladığın yayın kuruluşunda ilkin yangın merdiveninin ve alternatif çıkışların yerini öğren. Baskında nereye kaçacağını ya da nereye saklanacağını önceden belirle. Ön kapıdan ve camlardan uzak durmaya çalış. Kapıda bir vekil görürsen sıvış.
İşe geliş gidiş saatlerini sıkça değiştir; kullandığın yolları da… Bu, peşine takılacak olanları şaşırtır.
İş çıkışı bekleyen araç olup olmadığını, takip edilip edilmediğini mutlaka kontrol et.
Arabana çarpılması ille trafik kazası anlamına gelmeyebilir; hemen inme, çarpanlar inerse kapıları kilitle.
Şehir eşkıyalarına karşı yanında göz yaşartıcı sprey türü bir şeyler bulundur. Mümkünse kurşun geçirmez yelek giy.
Anayasada “Basın hürdür, sansür edilemez” yazar; inanma. Sonraki 20 cümlede nasıl sansür edileceği anlatılır.
Bela sevmiyorsan, suya sabuna dokunmayan konularla ilgilen; bu, devletin ve gazetenin gözüne girmeni sağlayacaktır.
Biraz yağcılık öğrenirsen yandaş medyada kolayca iş bulabilirsin. Muhaliflere düzeysiz küfür, terfi etmeni kolaylaştırır.
Yok, “şakşakçılık bana göre değil, TRT’de bir program kapacağım diye o kadar eğilemem” diyorsan, başına geleceklere hazırlan.
Televizyoncuysan Cumhurbaşkanı’nın meşgul olduğu saatlerde çık ekrana; yoksa patronunu arayıp kovduruyor.
Hoş o meşgulse tetikçileri var; onlar saldırıyor.
Havuzdan sıçrayacak pis sulara aldırmamayı öğren. Çamur atacaklar, hedef yapacaklar, trolleri salacaklar.
Takma.
Adam yerine koymamak onlara en büyük ceza…
İki günde bir adliyede ifade vermeye alıştır kendini… İşinin bir parçası artık bu…
Çalıştığın kurumda en az bir kişinin teşkilata bilgi sızdırdığından emin ol; arkadaşlarınla bunu bilerek buluş.
Hem iş hem cep telefonun dinlenecek. Ona göre konuş. Şifreli şeyler söyleme; kıllanıyorlar. Dinleyenlere küfretme; kızıyorlar.
Yanında cep telefonun varken haber kaynağınla konuşma; duyuyorlar.
Önemli bir şeyler yazıyorsan, bilgisayarının internet bağlantısını kes, izliyorlar.
Ekranın üzerinde kamera varsa ört, bakıyorlar.
Devletin kirli işlerini öğrendiysen gözdağlarını göze al.
Cumhurbaşkanı’nın basın toplantısına gidip de soru soracaksan, hakarete, tehdide, işsizliğe hazır ol.
Başbakan, “Böyle soru sorup rahatça evine gidebiliyorsan ne mutlu” demişti; bir bildiği vardır; aman eve girerken etrafı iyice kolaçan et.
Belge filan yayımladıysan evi aramaya geleceklerdir; baskında arayacağın avukatların, arkadaşların telefon numaralarını önceden hazırla...
Polis arama yaparken mutlaka yanlarında olmaya çalış. Mümkünse çalışma odana kamera kur. Eski ortaklarından öğrendiler; oraya buraya suç unsurları sıkıştırıyorlar.
Hiçbir suçun olmasa da küçük bir valizi hazır tut; meslek ekipmanı sayılır.
Kapıdan çıkarken kameralara ne diyeceğini önceden ezberle…
Bence “Yılmayacağız” de…
Deliriyorlar.
YAZININ HEPSİNİ OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...