IŞİD’in Kobani’ye saldırısında YPG verilerine göre 152 kişi öldü, 180 yaralının ise tedavisi devam ederken kentte çatışmalar sürüyor.
Tel Abyad’dan çekilmek zorunda kalan ve Rakka’da çembere alınan IŞİD, 26 Ocak’ta çekilmek zorunda kaldığı Kobani’ye önceki gün sabaha karşı sahur vakti intihar saldırıları düzenleyerek yeni bir vahşet yarattı.
Tel örgüleri aşarak Kobani’ye ulaşan birkaç sığınmacı bize oradaki vahşetin belgesini gönderdi. Kobani sokaklarında cep telefonlarıyla görüntüledikleri manzara, Halepçe katliamını akıllara getirdi.
Sokaklarda kanlar içindeki cesetler, katliamın acısıyla ne yapacağını şaşırmış aileler dehşetin boyutunu gözler önüne seriyordu.
SİVİLLERE ZARAR GELMEMESİ İÇİN OPERASYON YAPILMIYOR
Ölülerin yerde yatış biçimleri, çaresizlik içinde kaçarken vurulduklarını gösterirken, ölenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğu dikkat çekti.
Yüzlerce Kobanili Mürşitpınar sınır hattında tel örgülerin hemen önünde Türkiye’ye sığınmak için beklerken, zırhlı araçlarla güvenlik önlemi alan askerler perişan halde, korku ve çaresizlik içinde bekleyen 500 kadar Kobanilinin geçişine izin vermedi. Kobani’de çatışmalar az da olsa sürüyor.
IŞİD’in 2 kadın, 2 çocuk ve 2 yetişkini rehin tuttuğu Mektele mahallesindeki evin çevresi YPG’liler tarafından sarılmış ama sivillere zarar gelmemesi için operasyon yapılamıyor.
YPG kaynakları, 152 kişinin yaşamını yitirdiğini, 6 YPG’linin çatışmalarda öldüğünü, 180 kişinin yaralandığını bildiriyor. Yaşamını yitirenlerden 120’si kentin batısındaki mezarlık ile Helincê köyü mezarlığında yan yana toprağa verilmiş. IŞİD militanlarının 40’ı öldürülmüş, 20 kadar IŞİD militanının yakalanması için operasyonlar sürüyor.
KIZI KUCAĞINDA ÖLDÜ
Türkiye’ye getirilen 175 yaralıdan 6’sının yaşamını yitirdiği belirtilirken, Suruç Devlet Hastanesi önündeki kaos yerini sessizliğe bırakmış.
Acil serviste yatan İslim Bozan zorlukla konuşuyor. Bozan, IŞİD saldırısı sırasında küçük kızını kucağına alıp kaçmaya çalıştığını, elini delip geçen kurşunun küçük kızının ciğerlerine saplandığını anlatıyor. Bozan’ın, komşularının hepsinin öldüğünü söylüyorlar.
Bozan’ın kurşun sesi duymadığını söylemesi IŞİD militanlarının susturucu kullanmış olabileceğini akıllara getiriyor.
SİDRA'NIN GÖZLERİ
Birkaç yatak ileride küçük bir kız çocuğu yatıyor. Anne ve babasının akıbeti bilinmiyor. Onu amcasının oğlu Muhammed Osman taşıyıp getirmiş Türkiye’ye. Osman küçük kızın Bağbatan köyünde kolundan vurulduğunu anlatıyor. O kargaşada yaralanmış Sidra Muhammed. 24 kişinin öldüğü bu köyde, IŞİD’lilerin herkes yatarken evleri bastığını söylüyor. Sidra’nın gözlerinde dehşeti, korkuyu ve acıyı görüyoruz.
SOKAKTA SİVİL AVI
Reysem Bozan İbrahim adında genç bir erkek görüyoruz. O sağlıklı ama yanında iki genç kız yatıyor. Reysem, aileleri ile irtibatını kaybetmiş bu çaresiz kızlara yardım eden bir akrabaları. Onların mahallesinde IŞİD’in öldürme yöntemi ise daha çarpıcı.
Bir grup evleri basıp korku ve dehşet saçarak, insanların sokaklara kaçmasına yol açmış. Diğer grup ise damlardan, kaçışan insanların üzerine yaylım ateşi açmış.
"HAVAYA ATEŞ EDİYORLAR SANDIM"
Başka bir serviste konuştuğumuz Kobanili yaralının adı Adnan Kemal Hıdır. 4 çocuğu ve eşi saldırıda zarar görmemiş ama hala sınırda bekliyormuş.
Sabah saat 05:00 sularında kent merkezinde büyük bir patlama duyduğunu belirten Hıdır, ardından da silah sesleri işittiğini söylüyor. “YPG’lilerin yakın çevredeki bir köyü daha kurtardığını düşündüm. Çünkü zaman zaman kutlama yapmak için havaya ateş ediyorlardı. Bunu da öyle sandım. Yolun başına çıkar çıkmaz, bir baktım ki vurulmuşum” diyor.
Kaynak: Mahmut Oral | Cumhuriyet