Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ne Kürt sorunu ya! Neyiniz eksik” sözleri çocukları öldürülen, hapse atılan aileleri isyan ettirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün Balıkesir’de Kürt sorunu diye bir şeyin olmadığını söyledi ve “neyiniz eksik?” diye sordu.
Bir mezar arayan kayıp yakınları, kardeşlerini cezaevinden çıkarmak için avukat olanlar, küçük yaştaki çocukları göz göre göre öldürülenler, Roboski’de adalet için bekleyenler ve telefonu, “şimdi oğlumun, üstünde kurşun deliği olan gömleğine bakıyordum” diye ağlayarak açan bir anne...
Aslında sadece birkaç örnek bile, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorusunu yanıtlamaya yetiyor. Cevap yeterince açık olsa da “neyin eksik olduğunu” muhataplarıyla bir kez daha değerlendiriyoruz.
ADALET EKSİK
- Roboski katlimında 11 yakınını kaybeden Veli Encü: Bu sözlere şaşırmadık. Devlet Kürtlere karşı ikiyüzlü politikalarını sürdürüyor. Bir yandan, ‘süreç’ diyorlar öte yandan ‘neyiniz eksik?’ diye soruyorlar.
Özellikle AKP iktidarı döneminde Kürtlere büyük mağduriyet yaşatıldı, ayrımcılık ayyuka çıktı. Cizre’deki çocuk katliamları ve Roboski yeterli örneklerdir.
Öldürülen Kürtler olduğunda, hukuki adımları atmak ve failleri yargılamak daha zor oluyor. Adalet arayışımız karşısında devlet bizi oyalamakla kalmadı, bir de alay edip acımızı küçümsedi. Her kürtaj bir Uludere olarak nitelendirildi.
Bizim için adalet eksik. 1178 gündür, Roboski’de bombalarla bedenleri parçalanan çocuklar için adalet istiyoruz.
MEZARLARIMIZ EKSİK
- Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak: Çocuklarımızı devlet kaybetti. 20 yıldır bir parça kemik için Galatasaray’da dövüldük, coplandık, saçlarımızdan tutularak sürüklendik.
Katillere ceza vermediler, mahkemeye çıkarmadılar. Bizim daha neyimiz eksik olsun? Kemiğimiz yok, canımız yok! Eğer Cumhurbaşkanı’nda vicdan olsa, bizimle dalga geçmezdi böyle.
Oradan konuşmak kolay, gelsin yanımıza gözümüze bakarak bunları söylesin! Biz anneler çocuklarımızın hasretiyle ölüyoruz. Yeter, adalet istiyoruz. Mezarlarımız verilsin, kayıplarımızın kemikleri bulunsun, katilleri cezalandırılsın.
BARIŞ EKSİK
12 yaşında katledilen Nihat Kazanhan’ın babası Mehmet Emin Kazanhan: Seçim yaklaştığı için gerginlik yaratıyor. Bunların seçim propagandası olduğunu düşünüyorum. Allah seçimlerden sonra hepimizin yardımcısı olsun.
‘Bize neyiniz eksik?’ diye soruyor. Adama, binlerce kişinin hapishanelerde ne işi var, bu çocuklar neden öldürülüyor? diye karşılık vermezler mi? Cumhurbaşkanı, ABD’de öldürülenler için Obama’ya sesleniyor. Bizim çocuklarımız da can! Özel harekât timlerinin göz göre göre öldürdüğü çocuklara neden sesini çıkarmıyor.
ÖZGÜRLÜKLERİMİZ EKSİK
- 24 yıldır cezaevinde olan Serhat Tuğan’ın ablası ve avukatı Rojbin Tuğan Kalkan: Ortada bu kadar aleni şey varken neyin eksik olduğu sorusunun cevabı da çok açık. Benim kardeşim 24 yıldır adaletsiz ve hukuksuz bir hüküm nedeniyle cezaevinde.
Özgürlüğünden yoksun. Cumhurbaşkanı Erdoğan adaletten söz ediyor. Hazreti Ömer’in ‘Fırat kıyısında bir deve helak olsa, Allah bunu benden sorar diye korkarım’ sözüne gönderme yapıyor. İşte tam da bunu söylüyoruz. Adaletten ve devletin merhametinden pay almak istiyoruz.
Kendisi de 4 ay cezaevinde yatan cumhurbaşkanının halkın gariban çocuklarını görmesini bekliyoruz. Kardeşimin mağduriyeti AKP iktidarıyla başlamadı ancak bu dönemde de sürdü.
Serhat’ın 24 yıldır yetmiş yaşındaki annesi ve babasıyla kucaklaşması için mücadale veriyoruz. Bugün cezaevinde iktidarın sayısını bile tam olarak bilmediği binlerce Serhat var. Bu ülkede ‘hâlâ hukukçular var’ diyebilmek isitiyoruz.
TEMEL HAKLAR YOK
- Muğla’da öldürülen Şerzan Kurt’un babası Ömer Kurt: Kürtlerin mağduriyeti her yönden sürerken bu soru anlamsız kalıyor.
Biz hâlâ her yerde ikinci vatandaş sayılıyoruz. Kimliğimizi gizlemezsek devletin hiçbir kademesinde yer alamayız. Kürtler hâlâ medeni ve kişisel haklardan siyasi haklara kadar ikinci vatandaş konumda.
Çocuğumu, tehlikelerden korumak için görece daha demokrat olduğunu düşündüğüm bir bölgeye yolladım. Oğlum orada öldürüldü. Yargılama sürecinde mahkemenin sırtı bize dönüktü. Kanıtlar yok edilemedi, katil ceza aldı. Ancak mahkûmiyeti 30 yıldan 16 yıla düşürüldü. Adeta ödüllendirildi. Neyimiz tam diye soruyorum.
"KANLI ATLETİ ELİMDE"
Lice’de karakol inşaatını protesto sırasında öldürülen Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım: Çocuğumun kanlı atleti elimde, kurşun deliğine bakıyorum. İki seneyi nasıl ettik bilemiyorum. Hâlâ ortada bir şey yok. Çocuğumun kokusunu alamıyorum, hasret kaldım evladıma.
Kaynak: Erk Acarer | Cumhuriyet