'Bir zamanlar dış mihraklar, komünistler, irtica devletin kırmızı defterine geçiyordu; o bahanelerin adı şimdi paralel oldu'
Ege Bölgesi
Akil İnsanlar Heyeti’ndeki görevinden ayrılan
Prof. Dr. Baskın Oran,
"Çözüm süreci başladığında heyette yer almayı bir yurttaşlık görevi olarak gördüğünü ve bu nedenle koşarak gittiğini, ancak iktidarın verdiği reform sözlerini tutmadığını" söyledi. “Demokrasi kalmadı ki, süreç devam etsin” diyen Oran,
“Reformların olmasını bırakın Türkiye’de adeta bir sıkıyönetim ilan edilmiş durumda. Bir zamanlar dış mihraklar, komünistler; bir zamanlar irtica deniyordu. Bunlar devletin kırmızı defterine geçiyordu. Şimdi aynı politikaları askeri vesayeti bitirmiş AKP hükümeti devam ettiriyor. O bahanelerin adı şimdi paralel oldu" ifadelerini kullandı.
Zaman'dan Şeyma Bal'ın haberine göre, Baskın Oran sözlerine şöyle devam etti:
Çözüm meselesi çıktığında ben koşarak gittim. Çünkü Kürt meselesi hallolmadan Türkiye’nin ayakta kalabilmesi mümkün değildi. 2013 yılının başında ateşkes sağlanmıştı. Bu çok önemli bir kazanımdı, fakat bu ateşkesin sürekli olabilmesi için Kürtlere birtakım somut haklar verilmesi lazımdı. Bunların hiçbiri verilmedi. Ateşkesin üzerine yatıldı. Kürtlerin Türkiye’ye canı gönülden bağlanması için gerekli olan reformlar, Türkiye’nin genel demokratik havasından farklı olarak düşünülemez. Dolayısıyla Türkiye’de demokrasi kalmadı ki süreç devam etsin.”
27 MAYISLA KIYASLANMAYACAK KADAR AĞIR BİR HAVA VAR
Baskın Oran, bu zorlu sürece rağmen Türkiye’nin güçleneceğine inandığını anlattı. Ancak bugün 27 Mayıs’la bile kıyaslanmayacak kadar ağır bir hava olduğunu söyledi: “Ben yaşım itibarıyla Menderes dönemini yaşadım. Menderes döneminden sonra Türkiye toplumuna bir aşı yapıldı. 61 Anayasası bir aşı oldu, özgürlükler getirdi. Menderes dönemiyle mukayese edilemeyecek kadar bir ağır hava var Türkiye’de. Bu da Türkiye’ye aşı yapıyor. Bu aşıyla Türkiye güçlenecek.”