ABD ve Rusya'nın Suriye'de ateşkesin 27 Şubat'ta başlaması konusunda anlaşması Türkiye'de siyasetin de gündeminde.
ABD ve Rusya, Suriye'de ateşkes için anlaştı. Anlaşmaya taraf olmak isteyenler 26 Şubat Cuma günü öğleye kadar bu niyetlerini beyan edecekler. Uzmanlara göre bu anlaşma uygulanabilirse Cenevre'deki görüşmeler için daha umutlu olunabilir.
AKP'Lİ KAYA: İNŞALLAH GERÇEKLEŞİR AMA…
Suriye ile ilgili gelişmeler Türkiye'de de yakından takip edilirken kaygılar da devam ediyor. AK Parti'nin dış ilişkilerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, ABD ile Rusya'nın Suriye konusundaki anlaşmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Kaya, Sputnik'in konuya ilişkin sorusu üzerine, konuyla ilgili şunları söyledi:
"27 Şubat'ta inşallah ateşkes gerçekten gerçekleşir. DEAŞ ve El Nusra bunun dışında tutulacak. Bu sefer gerçek ateşkes olur. DEAŞ'e karşı tabii ki mücadele devam edecek ama ılımlı muhalefete karşı bombalama olmazsa gerçekten bir ateşkes sağlanması tabii ki hepimizin istediği."
‘PYD-YPG'YE KARŞI DURUŞUMUZ BELLİ MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'
AKP Genel Başkan Yardımcısı Kaya, PYD-YPG ile ilgili Türkiye'nin öne sürdüğü tezlerin Rusya ve ABD tarafından kabul edilmediğinin hatırlatarak, söz konusu ateşkes sürecinde Türkiye'nin tavrına ilişkin soru üzerine de, "Bizim baştan beni söylediğimiz gibi PYD-YPG terör örgütü. Bizim için DEAŞ neyse onlar da aynı. PYD-YPG biraz da Suriye rejiminin oluşturduğu, DEAŞ'e karşı mücadele ediyor görünümünde olan örgütler. Bizim tamamen PYD ve YPG karşı duruşumuz belli. Bunlarla mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
ABD, HASSASİYETİMİZİ ANLADIKLARINI İFADE ETTİ
'AKP'li Fatma Betül Sayan Kaya, Türkiye-ABD ilişkilerinde PYD konusunda yaşanan gerginlikle ilgili soruya ise, "Son olarak bizi anladıklarını ifade ettiler. Bizim bu konuda hassasiyetimizi anladıklarını ifade ettiler. PYD'ye de zaten daha fazla toprak almama noktasında bir çağrıda bulundular biliyorsunuz. Yani PYD'nin son açıklamalarına da baktığınız zaman zaten Azez'i alma gibi bir düşüncemiz yok dedi Salih Müslim. Bu da onların bir geri duruşunu yansıtıyor" yanıtını verdi.
‘BİR AN ÖNCE BARIŞIN GELMESİ LAZIM'
Suriye'de ateşkesi ve bir an önce barışın gelmesini istediklerini vurgulayan AK Partili Kaya, "Bir an önce barışın gelmesi lazım. Burada Avrupa mülteci krizi üzerinden olaya baktılar maalesef ama asıl sorunun kaynağına inilmesi gerekiyor. Orada barışın gelmesi lazım ki bu insanlar oradan ülkelerini terk etmek zorunda hissetmesinler kendilerini" diye konuştu.
CHP'Lİ YILMAZ: ANLAŞMA TEKRAR MASAYA DÖNÜLMESİ ANLAMINA GELİYOR
CHP'de dış politikadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ise Sputnik'e yaptığı açıklamada Rusya ve ABD'nin uluslararası destek grubunun iki eş başkanı olarak artık sürece müdahale ettiğini ve bir mutabakat çıktığını söyledi. Bu mutabakata 'ateşkes' denmediğini 'düşmanlıkların sona erdirilmesi' dendiğini vurgulayan Yılmaz, "Yani ateşkesin bir altında bir unsur. Tabii bu uygulamaya konulursa bunun uzatılması da söz konusu. IŞID, El Nusra ve bunlarla bağlantılı örgütler terör örgütü, bunlara karşı ateşkes uygulanmayacak. Bunların dışında da cuma günü öğlene kadar, ateşkese uyan taraflar bunu bildirecekler bu iki eş başkana, birinden birine. Cumayı cumartesiye bağlayan gece de bu ateşkes yürürlüğe girmiş olacak yani düşmanlıkların durdurulması" dedi. Bunun 'tekrar masaya dönülmesi' anlamına geldiğini vurgulayan CHP'li Yılmaz, ancak arazide şu anda Rusya ve Esad'ın çok büyük bir güç kazanmış durumda olduğunu tekrar masada karşılıklı bir restleşme ve dayatma olabileceğini söyledi.
'KARMAŞIK BİR DÖNEME GİRİYORUZ'
Bir diğer konunun da düşmanlıkların durdurulması ortak metnin de bir boşluk olduğunu ifade eden CHP'li Yılmaz, şöyle konuştu:
"Örneğin El Nusra İdlib'i kontrol ediyor, bunlara karşı operasyonlar devam ederse ve muhalefet buna tepki koyarsa, bu tekrar çökecek anlamına geliyor. Yani ateşkes sürdürülemez anlamına geliyor. Yani karmaşık bir döneme giriyoruz. Bu karmaşık dönemde Cenevre'deki süreç ne kadar sağlıklı işleyebilir doğrusu çok emin değilim.
‘ABD İLE RUSYA ÇOK ÇALIŞIYOR, DİPLOMATİK OLARAK ÇÖZMEK İSTİYORLAR
'Ama en azından şunu biliyoruz artık ABD ile Rusya daha çok çalışıyorlar, daha yakın bir çizgiye gelmişler. En azından bu süreci diplomatik olarak çözmek istiyorlar. ABD'nin bizime ilişkilerindeki işbirliğinin seviyesi Rusya ile olan ilişkilerinin altına düşmüş durumda. Ruslarla daha çok görüşüyorlar. Görünen o.
‘İNİŞLER ÇIKIŞLAR OLACAK AMA DİPLOMATİK ÇÖZÜMDEN BAŞKA YOLU YOK'
Zor bir sürece giriliyor. Özellikle ateşkesin uygulanmasında hangi grubun hedef alınacağı, operasyonların kime karşı yapılacağı konusunda tekrar sıkıntı çıkabilir. Dolayısıyla inişler çıkışlar olacak. Ama başka bir çözüm yolu yok, yani diplomatik çözüm yolunda başka bir çözüm yolu yok. "
‘ŞU ANDA SURİYE'DE YAPILACAK SEÇİMİN MEŞRUİYETİ OLAMAZ
'Suriye'de seçimlerin Nisan ayında yapılması kararını da değerlendiren CHP'li Öztürk Yılmaz, "Esad tabii arazide çok güçlenince artık geçiş sürecine gerek yok, Cenevre'ye gerek yok, ben kendi işimi burada hallederime getirmek istiyor. Ama bu olay kolay olmayacak. Bunun bir meşruiyeti olamaz. Çünkü parlamento seçimleri 2012'de yapıldı, şimdi yapıldığı zaman örneğin Kürt bölgesinde nasıl yapılacak, IŞİD bazı bölgeleri kontrol ediyor, Halep'in bir kısmı muhaliflerin elinde, İdlib muhaliflerin elinde. Ülke genelinde bir parlamento seçimi olamaz, bu özgür olamaz. Meşruiyeti tartışılır. Bu arazideki güç göstergesinin sonucu bir çıkışı olarak görüyoruz. Yani 'ben ülkeye hakim olmak istiyorum' demek istiyor. Bu o kadar kolay olmayacak, bunun bir meşruiyeti de olmayacağını söyleyebilirim" diye konuştu.
‘TÜRKİYE TABLONUN DIŞINA İTİLDİ'
Suriye konusunda topun şu anda Rusya ile Esad'ın lehine olduğunu daha çok onların alanına geçmiş olduğunu kaydeden CHP'li Öztürk Yılmaz, Türkiye olarak kendilerinin kaygılarının devam ettiğini söyledi. Yılmaz, "Türkiye tablonun dışına itildi" dedi.
TÜRKİYE BUNDAN SONRA NE YAPMALI?
CHP'li Öztürk, Türkiye'nin bu aşamada ne yapması gerektiği konusunda ise şunları söyledi:"Artık somut bazı prensipleri savunması gerekiyor. En azından uluslararası destek grubunun üyesi olarak orada ancak inisiyatif kullanabilecek, arazide çok fazla bir inisiyatifi kalmadı. Biz Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmaya devam etmeliyiz, birincisi bu. Suriye'nin seküler bir yapıda kalmasını savunmaya devam etmeliyiz. Ülkedeki bütün savaşan yabancı unsurların çekilmesi konusunda tutumumuz net olmalı. Özellikle mülteciler konusunda, barış sağlandıktan sonra Suriye'de, mültecilerin anavatanlarına geri dönüşlerini kolaylaştıracak bir strateji uygulamamız lazım. Yani AKP hep bunları kalacakmış gibi bir şey yapmak istiyor. Bir de artık şunu anlamalıyız; biz bu denklemin dışına itildik, bizim savunduğumuz tezler çöktü, bu aşamadan sonra artık tercihlerden ziyade zorunlu olan şeyleri yapmalıyız. Daha fazla irtifa kaybetmemek için, o da nedir Suriye'nin geleceğine Suriyeliler karar verecek biz de uluslararası toplum olarak bu yapıcı katkıyı sürdürmeliyiz, uluslararası toplumla paralel olarak."
Kaynak: Sputnik Türkiye