7 Haziran’dan sonra hükümetin kurulmasını geciktiren Erdoğan, AKP’yi ‘iktidarda’ tutarak erken seçime gitme planını sonunda açıkladı.
AKP’nin önceki gün toplanan MKYK’sinde “CHP ve MHP ile koalisyon hükümetiyle erken seçime eşit yakınlıktayız” değerlendirmesi yapıldı. Toplantıda, PKK, IŞİD ve DHKP-C’ye yönelik operasyonların doğru zamanda yapıldığı görüşü dile getirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “dışardan destekli azınlık hükümetiyle de seçime gidilebileceği” açıklamasına karşın AKP’de, koalisyonun olmaması durumunda seçime gidilmesinin zorunlu olacağı, azınlık hükümetiyle güvenoylaması ve hükümet programı gibi süreçlerin zaman kaybına neden olacağı değerlendirmesi yapılıyor. Dışardan destekli azınlık hükümeti yerine TBMM’den seçim kararı alınarak mevcut hükümetle seçime gidilmesi eğilimi ağırlıklı olarak dile getiriliyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, koalisyon görüşmelerini “ağırdan” alarak baştan itibaren “erken seçim” için zemin oluşturdu. Çözüm sürecini bitirilmesi, hükümet kurma görevinin geciktirilmesi ve sonrasında HDP’yi hedef alan çıkışlarla zaman kazanan Erdoğan, son olarak “nihai” hedefini, yani AKP’yi “iktidarda” tutarak erken seçime gitme planını, Çin gezisi sırasında resmen açıklamış oldu.
7 Haziran seçimlerinde AKP’nin tek başına iktidara gelecek milletvekili çoğunluğuna ulaşamaması nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk günden itibaren koalisyon hükümeti yerine yine AKP iktidarı için erken seçim istediği hep dillendirildi. Erdoğan’ın hükümetin kısa sürede kurulması için çaba harcamak yerine zamana yayma politikası izlemesi
dikkat çekti.
ACELECİ DAVRANMADI
Erdoğan, seçimden 4 gün sonra ilk yaptığı açıklamada “Anayasal süreç içerisinde herkes egolarını bir kenara koyup bir an önce hükümet kurulmalıdır” dedi. Erdoğan, “bir an önce kurulmasını” istediği hükümet için ise süreci başlatmakta aceleci davranmadı. Önceki dönemlerde Cumhurbaşkanları hükümeti kurma görevini milletvekillerinin TBMM’deki yemin töreninin ardından en geç 2 gün içinde verdi. Seçimin ardından milletvekili yemin töreni 23 Haziran’da gerçekleştirildi. Erdoğan, 24 Haziran’da görevi vereceği beklentisini “Hükümeti kurma görevini TBMM Başkanlığı seçiminden önce vermek gibi bir niyetim yok” diyerek boşa çıkardı.
ERDOĞAN BEKLEDİ
TBMM Başkanı, 1 Temmuz’da seçildi. Başkan seçilmesine karşın hükümeti kurma görevini Başbakan Ahmet Davutoğlu’na vermeyen Erdoğan, anayasa ve TBMM İçtüzüğü’ne göre hükümeti kurmak için 45 günlük sürenin başlayacağı Meclis Başkanlık Divanı’nın oluşumunu bekledi. Erdoğan, seçimlerin üzerinden 32 gün geçtikten sonra divanın oluştuğu 9 Temmuz’da Davutoğlu’na görevi verebildi. Davutoğlu, 10 Temmuz’da liderler turuna başlayabildi. Erdoğan, bu süre zarfında azınlık hükümetine karşı olduğunu belirterek hükümet modellerine dönük müdahalesini sürdürdü.
SÜRE ERİYOR
Erdoğan’ın oyalama politikasına Davutoğlu’nun koalisyon görüşmelerini zamana yaymasının da eklenmesiyle CHP ile koalisyon görüşmeleri ancak 24 Temmuz’da başlayabildi. Davutoğlu’nun görevi almasının üzerinden 20 gün geçmesine karşın koalisyon arayışında AKP-CHP heyetleri arasındaki toplantılarda da hükümetin kurulabileceği yönünde somut bir eğilim oluşmadı.
Hükümetin kurulması için 45 günlük süre 23 Ağustos’ta sona eriyor. Davutoğlu, sürenin yarısını şimdiden kullandı. Erdoğan, son yaptığı açıklamayla erken seçimden yana olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Erdoğan, “Seçime götürmek kaydıyla bir azınlık hükümeti pekâlâ mümkündür. Bir azınlık hükümeti ülkeyi seçime götürebilir” dedi.
KAOS PLANI MI?
Hükümetin kuruluşu zamana yayılırken, Erdoğan, “çözüm süreci” ve “seni başkan yaptırmayacağız” diyen HDP’yi hedef aldı. Bu tavrıyla “kaos planını devreye soktu” eleştirilerine karşın Erdoğan sert tutumunu sürdürürken, PKK’nin “çatışmasızlığı bitirdiği” açıklaması ve Suruç patlaması, gündemi “koalisyon”dan “teröre” kaydırdı. Olası bir erken seçimde HDP’nin yeniden güçlü olarak Meclis’e girmesini istemeyen AKP kanadında, bir anda “Dolmabahçe mutabakatı yok” açıklamaları gelirken, HDP eşbaşkanlarına da arka arkaya soruşturmalar başlatıldı.
Kaynak: Cumhuriyet / Emine Kaplan