Adaylık sürecinde “Meclis’e uyumaya gitmiyorum” deyip ilk Meclis oturumunda mışıl mışıl uyurken görüntülenen şarkıcı ve AKP milletvekili Uğur Işılak sosyal medya hesabı üzerinden kendisini savundu. Şiirsel bir dille “savunması”nı yapan Işılak “İnsan uyuduğunda ‘dedikodu’ yapamaz, ‘gıybet’ edemez, ‘iftira’ atamaz.” dedi. Bülent Arınç’ın “Bir kadın olarak sus” çıkışını da değerlendiren Işılak ilginç sözler sarf etti. İşte Uğun Işılak’ın açıklamaları:

EVET UYUYAKALMIŞIM

Toplam 10 veya 15 saniye… Bazen yolculuklarda, bazen misafirlikte, bazen hastanede beklerken böyle uyuklamalar olur. Bu da insanın en doğal ve aynı zamanda en masum hallerinden biridir. Masum hallerinden diyorum, çünkü insan uyuduğunda “dedikodu” yapamaz, “gıybet” edemez, “iftira” atamaz.

Benim uykumdan dolayı gıybet ve iftira batağına düşenler, keşke uyusalardı da böyle dönüşü olmayan bir günah ve haysiyetsizlik çukurunda boğulmasalardı. Ayrıca, kıymetli büyüğüm Bülent Arınç’ın Meclis’teki konuşmasından hareketle “Bir kadın olarak susmayacağım” meselesine gelince… Susmasınlar tabii ki…

Her türlü kadına dair haklar ihlal edildiğinde, mutlaka konuşsunlar.

Keşke yıllarca devam eden başörtüsü yasağında da aynı kadınlar çıksaydı da ve kadın olarak susmasaydı… Keşke “Gezi” olaylarında başbakanımızın rahmetli olan annesine, eşine ve çocuklarına küfredildiğinde aynı kadınlar yine bu şekilde haykırsaydı…

Bir kadın milletvekilinin, biz sırtımızı YPG, YPJ gibi terör örgütlerine yasladık dediğinde, keşke aynı kadınlar, aynı tonla, “bir kadın olarak seni lanetliyoruz” diyebilseydi…

Neyse…

“Bir kadın olarak sus” derken… Aslında orada söylenmek istenen özetle:

“Erkekler, bağırarak ve lafın arasına girerek yeteri kadar edepsizlik yapıyor zaten, bari sen bir kadın olarak aynı hataya düşme…”



İnanın, aslında onların dertleri “kadın” filan değil, onlar “adam” görmekten rahatsız.

Kıymetli “adam” Bülent Arınç’ı terörle ilgili söylediği net ve bir o kadar cesur sözlerinden dolayı kutluyor, Allah onu iki cihanda bahtiyar etsin diye dua ediyorum.

Maalesef son 10 gün içinde PKK terörüne onlarca şehit verdik. Allah, her bir şehidimizin makamını âli, mekânını cennet eylesin.

Ve buradan bir kez daha terörü, teröristi ve bütün bunlara destek olanları lanetliyor, “ya Kahhar” diyorum.

Devletimizin “terör” konusundaki kararlılığından kimsenin şüphesi olmasın. Çözüm süreci, iyi niyetlerle yola çıkılmış bir süreçti. Bütün mesele, bundan böyle şehit kanının akmaması ve ülkemizde barışın hakim olmasıydı. Fakat verilen sözler yerine gelmedi, maalesef iyi niyetler suiistimal edildi.

Çözüm, bir süreçtir. Bazen bu süreç metot değiştirir, tarz değiştirir ama devam eder. Yani bu süreç, terörün kökü kuruyana kadar da devam edecektir inşallah. Milletimizin metanetli ve cesaretli olması, bu meselenin çok daha kısa süre içinde çözüme kavuşmasına katkı sağlayacaktır.

Allah,  büyük devlet, güçlü ordu, aziz milletimizi korusun.

Bizden, ne pahasına olursa olsun, sahnede, sahada, meydanda, medyada ve sosyal medyada iki kelimeyle bile olsa desteğini esirgemeyen, yürekli kardeşlerime teşekkür ederim.

Her ne kadar siyasetin içinde olsam da, siyaset siyasilerin, cesaret adamların işidir diyorum…

Cesaret ve ferasetinizi siyaset üstü bir anlayışla kutluyor, iki dünya kardeşliği diliyor, her şeyin gönlünüzce olmasını temenni ediyorum.

Allah’a emanet olun.
Saygı ve muhabbetle”