HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir ve HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken'den açıklama.
Açlık grevindeki HDP milletvekilleri, “Ankara’da ve Cizre’de iki ayrı devlet aygıtının olduğu kanaatini uyandırmıştır. Eğer böyle değilse, ya Başbakan ve hükümet heyetimize aktardığı görüş ve bilgilerde samimi değildir, Cizre’deki yerel devlet aygıtı ile danışıklı dövüş içerisindedir ya da ortada Başbakan ve Hükümetin bir devlet açısından açıklaması gereken son derece vahim bir durum söz konusudur" dedi.
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir ve HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken yazılı açıklama yayımlayarak, Cizre’deki yaralılarla 5 günden fazla bir süredir irtibatlarının olmadığını kaydetti.
-“SAĞLIK EKİPLERİNİN BİNAYA GEÇİŞLERİNE İZİN VERİLMEMİŞTİR”-
HDP’liler açıklamalarında, Başbakan Davutoğlu’nun talimatıyla yarın bugün bölgeye sağlık ekiplerinin gönderileceği bilgisini aldıklarını vurgulayarak şu ifadeleri kullandılar:
“Bugün öğle saatlerinde Belediye’de hazır bulunan sağlık ekibi belediye ambulansıyla, binanın bulunduğu bölgeye 150-200 metre uzaklığa gidecek şekilde intikal etmiştir. Belediye ambulansının yanı sıra Sağlık Bakanlığına bağlı iki ambulansın da hazır bulunduğu bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Ambulanslar bir saati aşkın bir süre herhangi bir silah ya da patlama sesi olmamasına rağmen bulundukları yerde bekletilmiş, Vahşet Bodrumunun bulunduğu binaya sağlık ekiplerinin gidişine izin verilmemiştir. Daha sonra binanın bulunduğu sokağa yakın bir yerde konumlanan tanktan mahalle içerisine top atışları başlamıştır. İçişleri Bakanı ve Bakanlık yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde tank atışının kesileceği yönünde bilgiler heyetimize aktarılmış olmasına rağmen üç saat boyunca mevcut tanktan mahalle içine doğru top atışlarına devam edilmiştir. Bu süre içerisinde sağlık ekiplerinin Vahşet Bodrumunun bulunduğu binaya geçişlerine de izin verilmemiştir. Daha önceki girişimlerden farklı olarak bugün ambulansların bulunduğu bölgeye basın emekçilerinin götürüldüğü, bu bekleme süresi içerisinde olay yerine intikal ediyormuş görüntüsü veren ambulansların basın emekçileri tarafından çekildiği, aynı anda binaya yönelik yaralıların alınacağına dair anonslar yapıldığı, basın emekçilerinin çekimi bittikten hemen sonra da ambulansların geri çekildiği bilgisi heyetimize ulaşmıştır. Saat 15:00 sularında heyetimizi arayan Bakanlık yetkilileri de bölgede sıcak çatışmanın olduğu bilgisini heyetimize aktarmış, bu nedenle de çalışmaların sonlandırılacağı, ambulansların Dörtyol bölgesine geri gönderileceğini ifade etmişlerdir.
-“KAMUOYUNU UYARIYORUZ”-
HDP’liler algı operasyonu yapıldığını belirterek şöyle devam etti:
“Bu dezenformasyon arayışına karşı kamuoyunu şimdiden uyarıyoruz. İlk günden itibaren Hükümet ve Devlet yetkililerinin samimiyetsiz yaklaşımlarının altındaki nedenin Vahşet Bodrumu ile ilgili gerçekleri kamuoyundan gizlemek, yaşanan bu insanlık trajedisini gündemden düşürmek, bir çaba içerisindeymiş algısı yaratarak kendini aklamaya çalışmak ve yaşananların sorumluluğundan sıyrılmak olduğu kanaatindeyiz. Kamuoyunun bilmesi gereken en önemli hususun bu dezenformasyon girişimlerine karşı tek gerçeğin Vahşet Bodrumundaki yaralı ve cenazelerin on üç gündür alınmaması, son beş gündür de kendileri ile herhangi bir temasın sağlanmamış olması gerçeğidir.”
-“VAHİM BİR DURUM SÖZ KONUSUDUR”-
Yazılı açıklama şu ifadelerle sonlandırıldı:
“Başbakan ve İçişleri Bakanının da herhangi bir gerekçeye sığınmadan on üç gün boyunca bu yaralı ve cenazelerin hastaneye neden nakledilmediğini kamuoyuna açıklaması gerektiği kanaatindeyiz. Başbakan’ın talimatlarına rağmen Cizre’nin en büyük ana caddesine iki yüz metre uzaklıkta bulunan binadan yaralı ve cenazelerin taşınmıyor olması Ankara’da ve Cizre’de iki ayrı devlet aygıtının olduğu kanaatini uyandırmıştır. Eğer böyle değilse, ya Başbakan ve hükümet heyetimize aktardığı görüş ve bilgilerde samimi değildir, Cizre’deki yerel devlet aygıtı ile danışıklı dövüş içerisindedir ya da ortada Başbakan ve Hükümetin bir devlet açısından açıklaması gereken son derece vahim bir durum söz konusudur.”