CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında soruşturma açılmasına neden olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik “Diktatör bozuntusu” ifadesini de içeren o sözlerini partisinin grup toplantısında tekrar okudu. Kılıçdaroğlu, “Aslında kızdığı nokta, kendisine diktatör dedim için değil. Diktatör bozuntusu dediğim için. Diktatör bile olamıyor” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanlığı makamı ‘delidir ne yapsa yeridir makamı’ değildir!” dedi. Kılıçdaroğlu, “Darbe hukukundan Türk hukuk sistemini arındıralım. Hükümete açık çek veriyoruz. Demokrasiyi savunuyorsan gel birlikte yapalım” ifadelerini kullandı.
CHP Lideri konuşmasının büyük bölümünde kurultaydaki konuşmasına AKP’den gelen tepkilere ve açılan soruşturmaya cevap verdi. Kılıçdaroğlu ayrıca grup toplantısında diktatörlerin ortak özelliklerini de sıraladı.
Bu Şeref Malkoç var, başka bir fırıldak. Partiden partiye geziyor. Şimdi Saray’a kapılanmış, konuşuyor. Ya ahlakı, namusu, şerefi savunmak ne zamandır edepsizlik oluyor? Ben namusu ve şerefi savunuyorum, senin için olabilir.
AİHM’e kadar götüreceğim bu olayı. Davutoğlu’da mızıkacıların bir başkası. Kem söz kendisine aittir diyor. Namusu ve şerefi aynen kabul ediyorum. Namuslu ve şerefli insanların yükseltmesini kabul ederim ama yeminini bozup namus ve şeref kavramlarını ayaklar altına almayı ben affedemem. Benim merak ettiğim; asıl tarafsızlığa itiraz etmesi gereken Davutoğlu olması gerekir. Sen akademisyensin, sözde bir kitap da yazmışsın. Değerli arkadaşlarım eğer siz ahlakı, erdemi, bilgiyi, insan haklarını, hukuku savunuyorsanız bu değerlere sahip çıkacaksınız.
“DİKTATÖR BOZUNTUSU DEDİĞİM İÇİN BOZULUYOR”
Cumhurbaşkanlarının bir toplumda saygınlığın olması, olmazsa olmazdır. Herkesin saygı göstermesi lazım. O saygı çerçevesinde uslübün uygun olması lazım. Ama ne zaman ki tarafsızlığını bozdu, e kusura bakma, birisinin sana haddini bildirmesi lazım. Ben de o görevi üstlendim. Dedim ya size diktatör bozuntusu dediğim için bozuluyor, “diktatör desen bu kadar alınmam” diye içinden geçiriyordur.
DİKTATÖRLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Diktatörlerin özelliklerinden birisi hırsız olmalarıdır. Hırsız olmayan diktatör yoktur.
İkinci özellikleri, kamu kaynaklarını kendi cüzdanı gibi görürler. Yani vatandaşın ödediği vergiyi kontrolsüzce harcarlar. Bizim ülkemize bakalım, sayıştay raporları gelmedi. Yarın bütçe sunusu yapılacak. Sayıştay’dan rapor yok daha. Arkadaş topladığın vergileri nereye harcayacağını nereden bileceğiz, niye gelmiyor bu raporlar? Devletin bütçesini kendi cepleri gibi görüyorlar. Örtülü ödenekten örnek vereyim; ilk 11 ayda 1 milyar 616 milyon örtülü ödenek kullanmış.
Nereye kullandığını kimse bilmiyor. Ahmet Necdet Sezer, 7 yılda harcağı para 167.4 milyon lira. Abdullah Gül, tarafsızlığını olabildiğince korudu, 722 milyon lir apara harcadı. Erdoğan’a geliyorum, 1,5 yıl oldu daha. Harcadığı para 2 milyar 800 milyon lira. Bakın değerli arkadaşlarım, ben bu milletin vergisine sahip çıkIyorum.
Arkadaşlarım, biz bunun için olayların üzerine gidiyoruz. Belki vatandaşım der ki benim vergi dairesinde kaydım yok, yok kardeşim hanım bulaşık yıkar vergi ödersin, otobüse binersin vergi ödersin, ekmek alırsın ödersin. Nerelere harcandığını sorgulama hakkı vatandaşa aittir. Bütçe hakkıdır bunun adı. Ben parayı istediğim gibi harcarım diyenlere diktatör denir.
“PARLAMENTOYU AYAK BAĞI OLARAK GÖRÜYOR”
Üçüncü özellikleri, babalarının çiftliği gibi ülkeyi yönetmek isterler. Ne hukuku derler. Onun için kuvvetler ayrlığı ilkesine inanmazlar. Ne demiştim? 18 Aralık 2012’de yasama ve yargı benim için ayak bağıdır demişti. Bir ülkenin parlamentosunu ayak bağı olarak görüyor, ne denir buna? Diktatör denir.
Dördüncü özellik, dikta yönetimlerinde düşünceyi açıklama ve basın özgürlüğü yoktur. Bizim ülkemizde ikisi de var. Akademisyenlerin bildirisiyle düşünceler açıklandı, sen misin düşünce açıklayan? Diktatör bozuntusu başta olmak üzere topluca saldırıya geçtiler. Bu ülkenin aydınlarına yazık günahtır.
2016 yılında orta çağ yaşatmak isteyen bir hükümet anlayışı var. 30 gazeteci hapiste, 7 bin gazeteci işsiz.
Beşinci özellik, kendilerine diktatör denilmesini istemezler. Böyle bir özellik vardır. Diktatör denilmesinden alınganlık göstermiyor bizimki. Bozuntu lafına biraz takılıyor. Daha 1,5 yıldır Cumhurbaşkanı, bin 300’ün üstünde dava açmış vatandaşına.
Altıncı özellik, bunların yönetiminde istikrar, barış, özgürlük, aş, iş olmaz.
Yedinci özellikleri, diktatörler yalan söyler arkadaşlar. Ama bu diktatörlere zaman zaman doğruyu da söyletir Allah. “Çocuklarıma helal lokma yedirmedim” gibi.
Sekizinci özellik, diktatörlerin çevresi ona tanrısal bir güç vermeye çaba harcar. Onu tanrı yerine koyarlar.