Oda Tv'nin haberine göre AKP'li 8 milletvekilinin geçen hafta Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Yerleşkesi'nin Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne (TSBÜ) tahsis edilmesine yönelik meclise kanun teklifi vermesi tartışma yarattı.
Sağlık Bakanı'nın da üst yönetiminde yer alacağı iddia edilen yeni üniversiteye Haydarpaşa'nın verilmesine karşı, HaydarpaşayıKoru isimli grup açıklama yaptı.
Yeni kurulacak üniversitenin doğrudan siyasi iktidara bağlı olacağının vurgulandığı açıklamada, "Üniversite yönetimini üstlenmesi planlanan Mütevelli Heyeti başkanının Sağlık Bakanı olması bu üniversitenin iktidarın neo-liberal “sağlıkta dönüşüm” politikalarına angaje olacağının apaçık göstergesidir. Diğer yandan, 1800'ü aşkın akademik kadro alınması planlanan TSBÜ'nün bu kadroları hangi ölçütlerle seçeceği, üniversitenin AKP’ye bağlı olacağı gerçeğiyle düşünüldüğünde ortaya çıkıyor" denildi.
İşte HaydarpaşayıKoru grubunun açıklaması:
"Yağmaya, talana ve ranta; gericileşmeye ve kadrolaşmaya karşı#HaydarpaşayıKoru!
16 Ocak'ta 8 AKP'li milletvekili tarafından Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Yerleşkesi'nin Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne (TSBÜ) tahsis edilmesine yönelik meclise kanun teklifi sunuldu. Bu kanun teklifi Haydarpaşa Yerleşkesi’nin tahsis edileceği üniversitenin, Sağlık Bakanlığı'na; yani doğrudan doğruya siyasi iktidara bağlı olmasını öngörüyor.
HARAMLİK SELAMLIK SAĞLIK HİZMETİ
Üniversite yönetimini üstlenmesi planlanan Mütevelli Heyeti başkanının Sağlık Bakanı olması bu üniversitenin iktidarın neo-liberal “sağlıkta dönüşüm” politikalarına angaje olacağının apaçık göstergesidir. Diğer yandan, 1800'ü aşkın akademik kadro alınması planlanan TSBÜ'nün bu kadroları hangi ölçütlerle seçeceği, üniversitenin AKP’ye bağlı olacağı gerçeğiyle düşünüldüğünde ortaya çıkıyor. Bahsi geçen akademik kadroların AKP’nin gerici, piyasacı ideolojisinin taşıyıcısı ve üreticisi olma misyonunu üstleneceği; TSBÜ’nün sağlıkta kadrolaşmanın önemli araçlarından biri olarak da işlev göreceği anlaşılıyor.
YİNE OSMANLICA GÖNDERME
Kanun teklifinde Osmanlı dönemine gönderme yapılarak, Haydarpaşa Yerleşkesi’nin “Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane” adıyla sunulması tasarlananların üzerini örtmüyor. Hükümetin bilimsel eğitimden ne anladığı ise eğitim şuralarından, 4+4+4 eğitim sisteminden, zorunlu Osmanlıca ve din derslerinden biliniyor. Aynı şekilde hemcinsinden başkasını tedavi etmeyen “hekim”lerden ve fiilen işletilmeye çalışılan haremlik selamlık sağlık hizmetinden bu zihniyetin tıp “ahlakı” anlayışı ortaya çıkıyor.
ELİNİZİ ÇEKİN
TSBÜ sağlık alanında hiçbir bilimsel ağırlığı temsil edemeyecek, AKP tarafından paravan olarak kullanılan bir sözde “üniversite” olacaktır. Görüyoruz ki, bu tasarının sahipleri sonuna kadar piyasacı, siyasal iktidara biat eden bir üniversite yaratabilecekleri yanılgısı içerisindeler. Oysaki bu üniversitenin doğasına aykırıdır. Üniversitede akademi bilimsel yeterlilik kıstas alınarak belirlenir. Üniversitede tarih geçmişe öykünmek değil; tarihsel aydınlanma birikimini sahiplenmektir.
HAYDARPAŞA GARININ ARDINDAN...
Tüm bunlarla birlikte yerleşkenin, etrafındaki hastanelerle birlikte ilerleyen yıllarda sağlık turizmi için kullanılması tartışılmaktadır. Sağlık Bakanı tarafından sağlık turizminin sıkça dillendirilmesi tartışmaların gerçekçilik payını ortaya koymaktadır. Bu projenin Haydarpaşa Port projesiyle birlikte bölgesel rantın bir parçası olduğunu görmek ise zor değil. Önemli bir tarihi değeri olan Haydarpaşa Garı'nın önce yanması, ardından yıllardır kullanım dışı bırakılmış olması bölgeyi ve kenti bütünsel bir tehditle karşı karşıya bıraktığı bir gerçektir.
Sağlık hizmetinin tamamen sermaye birikimiyle anlam kazanır hale getirilmesi, iktidarın istediği mekanı –bu mekan üniversite dahi olsa- istediği gibi gasp etmeye yeltenmesi, tarihi değerlerimizin gerçek değerini yalnızca sermayenin ve iktidarın ellerinde bulabileceği tezi kabul edilemez!
Haydarpaşa Yerleşkesi ne özel sağlık politikalarına araç ne de hükümete bağlı düzmece üniversitelerin kuruluşuna malzeme olacaktır. Burası bir üniversitedir. Elinizi çekin!
"#HaydarpaşayıKoru"