Emirgan Korusu’nun bitişiğindeki 158 dönümlük yeşil alana rezidans ve AVM yapılacağını aktaran Uras;

“Değer mi Kadir Abi? Ben Kadir Abi’yi tanısam, ‘merhabam olsa’, ‘A’bicim, yap bir yiğitlik...

TOKİ’nin aç gözünü doyurmak gerekiyorsa, çıkar kasadan üç beş milyon dolar, öde TOKİ’ye...

Ekle yeşil alanı Emirgan Parkı’na...

Lale bahçelerini büyüt. İsmin kalır yadigâr’ derdim” diye ekledi.

Güngör Uras’ın Milliyet’in bugünkü nüshasında (1 Şubat 2015) yayımlanan yazısı şöyle:

EMİRGAN KORUSU SATILIYOR

Emirgan Korusu 452 dönüm. Devlet Baba’nın Toplu Konut’u, Emirgan Korusu’nun bitişiğindeki 158 dönüm yeşil alanı gökdelen rezidans ve AVM yapılsın diye satışa çıkardı.

Kadir Abi (Belediye Başkanımız Sayın Kadir Topbaş) duruma el koymazsa, “gitti gider”!..

Satılacak topraklar devlet malı... Osmanlı’da da “devlet malı” iken, 17. yüzyılda padişah IV. Murat tarafından İranlı Emir Güne Han’a armağan edilmiş “kul malı” olmuştu.

1940’ta dönemin İstanbul Belediye Başkanı Lütfi Kırdar’ın girişimiyle bu arazi kamulaştırılmış, bir bölümü park olarak düzenlenerek halka açılmıştı.

Şimdilerde Kadir Abi burada her yıl Lale Festivali düzenliyor. Kadir Abi, Lütfi Kırdar’ın yaptığını yapamaz mı? Bal gibi yapar.

Önceki Belediye Başkanı Sayın Erdoğan’a rica etse, Emirgan Parkı’nın bitişiğindeki, parkın yarısı büyüklüğündeki 158 dönüm yeşil alanın betonlaşmasını önler. Şanına şan katar.

ÖNLERSE TOPBAŞ ÖNLER

Kadir Abi, bu şehirde yaşayanlar adına şehrin “sahibi, muhtarı...” Şehir halkının yeşil alan olarak nefes aldığı, Emirgan Parkı bitişiğindeki yeşil alanın TOKİ çöplüğü olmasına göz yumamaz.

Emirgan’daki yeşil alanın konut ve AVM yapacaklara satılmasında kimin ne yararı olacak?

Gelir paylaşımıyla TOKİ kasasına 158 milyon dolar girecek...

Ama bunun sonunda yeşil alan gökdelen tarlası olacak.

Yap-sat usulü her biri 2-5 milyon dolara satılan daireler nedeniyle birilerinin cebine rant akacak.

Ama İstanbul halkı Emirgan Parkı’nın yarısı büyüklüğündeki yeşil alanı kaybedecek.

Değer mi Kadir Abi? Ben Kadir Abi’yi tanısam, “merhabam olsa”, “A’bicim, yap bir yiğitlik... TOKİ’nin aç gözünü doyurmak gerekiyorsa, çıkar kasadan üç beş milyon dolar, öde TOKİ’ye... Ekle yeşil alanı Emirgan Parkı’na... Lale bahçelerini büyüt. İsmin kalır yadigâr” derdim.

Bak yıllar sonra Lütfi Kırdar’ın kamulaştırdığı parklarda gezenler onun adını nasıl anıyor, ona nasıl dua ediyorlarsa sana da dua ederler” derdim.

YOLA ÇIKLMIŞ: GİTTİ GİDER

Çevreden söz ediyoruz, bir ağaç kesilince üzülüyoruz.

İstanbul’un betonlaşmamış, yeşil kalmış son topraklarını TOKİ denilen canavar kuruluş ele geçirerek, “rantçılara” peşkeş çekiyor.

İstanbul’da yaşayanların gıkı çıkmıyor.

Hayat sadece “para” değil. Hayatta başka şeyler de var. Kadir Abi gibi, halkın oylarıyla uzun süre “Şehr-i İstanbul”u yönetme şerefine erişmiş birinin (Allah uzun ömür ihsan eylesin) yıllar sonra;

“Uzun yıllar şehreminliğinde bulundu ama zamanında İstanbul’da bir karış yeşil alan kalmadı. Ne kadar yeşil alan varsa, hatta ve hatta Emirgan Parkı satılırken ses etmedi. Rant dağıtımına seyirci kaldı” diye yâd edilmesini istemediğim için bunları yazıyorum.

Yazıyorum da hiçbir işe yaramayacağını bile bile yazıyorum.

Önümüzdeki günlerde ihale var. Kimin alacağı, kaça alacağı, satıştan sonra yapılacak imar değişikliğiyle alana sağlanacak rant mutlaka belirlenmiştir. Ne yapalım “kader-kısmet” bu.