Türkiye’de Merkez Bankası ile ilgili olarak yaşananlar, yabancı basında “Türkiye’nin ekonomik politika yapıcıları kalmalı mı gitmeli mi?” sorularına yol açıyor.
İngiliz Financial Times Gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın faiz politikasına yönelik çok ağır eleştirilerini yansıtıyor ve “bir Merkez Bankası başkanı (veya bir Başbakan Yardımcısı) daha ne kadar katlanabilir?” diye yazıyor.
Financial Times, “Ülkenizin cumhurbaşkanı sizin yabancı bir ajan olabileceğinizi ima ederse Merkez Bankası başkanı olarak görevinizden ayrılma zamanı geldi mi?” diye sorduktan sonra bu soruya verilecek yanıtın “Türkiye’nin ekonomik geleceğini belirlemeye yardımcı olabileceği” değerlendirmesini yapıyor.
Bunun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın son faiz kararına sert dille yüklenirken sarfettiği “Bize karşı bağımsızlık mücadelesi veriyorsun da acaba başka yerlere bağımlılık sözün mü var?” eleştirilerine dikkat çeken gazete, enflasyon hedef üzerinde ve liranın büyük düşüşüne rağmen Erdoğan’ın faiz indirimlerini yetersiz olduğu gerekçesiyle Merkez Bankası’nı “şikayet” ettiğini anlatıyor.
İngiliz gazete şunları söylüyor:
İKİ BÜYÜK MESELEYİ “GÜNDEME GETİRİYOR”
“Erdoğan’ın ifadeleri, en az iki büyük meseleyi gündeme getiriyor. İlki, yönetimini güçlendirmek amacıyla icra yetkileri olan bir cumhurbaşkanlığı tesis etmeye çalışırken hükümetten (ve seçmenlerin iradesinden) bağımsızlığı adeta bir ihanet gibi görüp görmediğidir.
GÖREVLERİNİ “HASAR KONTROLÜ” GİBİ GÖRÜYORLAR
İkincisi ise mevcut ekonomi politika yapıcılığının statüsünün ne kadar süreceği. Yani, Başçı ve onun çocukluk arkadaşı olan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan gibi kişiler, sanki görevlerini ‘hasar kontrolü’ olarak görüyorlar. Başçı geçen yılda yaptığı bir konuşmada böyle ifade etmişti.”
İngiliz gazetesi, “Söz konusu hasar kontrolü ise büyük ölçüde Erdoğan’ı kendisinden korumak olabilir, Türkiye’nin iyiliği için.
Örneğin, eğer Cumhurbaşkanı istediği olursa ve faiz oranları 200 baz puan veya daha fazla indirilirse bunun Türk ekonomisi için nasıl olumlu olacağını görmek zor” yorumunu yapıyor.
Büyük bir faiz indiriminin lirayı dolara karşı iyice düşmesine yol açabileceğini, bunun da Türk şirketlerinin 170 milyar doları aşan yabancı para borçlarını ile dolarla alınan ham madde ve ara mallarına ilişkin ödemelerini daha da zorlaştıracağı uyarısında bulunan gazete, haberinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Ali Babacan’ın Başkanı Ahmet Davutoğlu ile iki buçuk saat görüştüğüne, Erdem Başçı’nın ise, Perşembe günü işe gitmediğine dikkat çekiyor.
“PİYASANIN TEPKİSİ CİDDİ VE ÇOK SERT OLUR”
Ancak Babacan ve Başcı’nın istifa ettikleri savlarının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından “kesin bir dille” yalanlandığı belirtildikten sonra “Erdoğan, görülmemiş seçim başarısının, Babacan’ın büyük katkıda bulunduğu ekonomi siciline dayandığı herhalde biliyor” deniliyor.
FT, haberini şu sözlerle noktalıyor:
“Dış dünyanın büyük bir kısmı için Babacan/Başçı’nın birdenbire görevlerinden ayrılmalarının olası sonuçlar çok açık. Standard Bank’tan Timothy Ash da ‘Babancan veya Başçı, Erdoğan’a sadık olanlarca görevlerinden ayrılmaya zorlanırsa piyasanın tepkisinin ciddi ve çok sert olacağını düşünüyorum’ diye yazdı.
Bu durumda soru şudur: bir Merkez Bankası başkanı (veya bir Başbakan Yardımcısı) daha ne kadar katlanabilir?”