Akıl dışı politikalarla bunca canın yitip gitmesine ve dayanılmaz acıların yaşanmasına sebep olanların sanki bu feci tablonun sorumlusu kendileri değillermiş gibi koltuklarına oturmaya devam ettiklerini görüyoruz…
Usta kalem Uğur Dündar bugünkü yazısında Ortadoğu'da yaşanan kaos ortamının müsebbiblerine seslendi. En son Atatürk Havaalanı'nda gerçekleştirilen katliamın sorumlularının hala koltuklarında oturduklarını söyleyen usta gazetecinin yazısı şöyle:
Çok üzgünüz, kızgınız, ağır yaralıyız, ağlıyoruz.
Önceki geceden beri, Atatürk Havalimanı'nda yitip giden masum insanların ardından gözyaşı döküp terörü lanetliyoruz.
“İnsanlıktan çıkmışlar niçin, neden kıydılar bu insancıklara” sorusuna cevap ararken ister istemez;
“Esed 2 ay içinde devrilecek”, “Şam'daki Emeviye Camii'nde Cuma namazı kılınacak” denilerek bize zorla seyrettirilen ama hayal kırıklığıyla biteceği daha jeneriğinden belli olan “Ortadoğu'da Bir Hayal Yolculuğu” adlı filmin karelerini gözlerimizin önüne getiriyoruz.
* * *
Kanlı filmi geri sarınca; “Dur, yapma!.. Suriye'de bizim ne işimiz var! Ortadoğu bataklığına girersek çıkamayız” diyenlere gülenleri!..
Uyarıda ısrar edenleri “hainlikle” yaftalayanları!..
Dünyanın dört bir yanından akın akın gelen küresel dinci teröristlerin önceki gece bombaladıkları Atatürk Havalimanı'nı adeta buluşma noktası haline getirdiklerini!..
İstanbul'dan Güneydoğu kentlerimize giden yolların bu teröristler için otobana dönüştüğünü!..
Suriye sınırımızın yol geçen hanı haline geldiğini!..
Sonradan birçok canlı bomba eylemiyle katliam yapan teröristlerin o bölgemizde kurulan cihatçı terörist devşirme merkezlerinde eğitildiklerini!..
Annelerin, babaların çocuklarını kurtarabilmek için güvenlik güçleriyle yargıya yaptıkları tüm başvuruların takipsiz kaldığını!
Ailelerinden zorla koparılan küçücük Ezidi kızları köle pazarında satarken ve insanların kafalarını keserken kendilerini IŞİD bayrağı önünde videoya çeken canilerin çıkarıldıkları mahkemede, devletin istihbarat örgütünden gelen “Bunlar IŞİD'li değildir” yazısıyla serbest bırakıldıklarını!..
Polisin katliamcıları yıllarca takip etmesine rağmen, her nasılsa canlı bomba eylemine engel olamadığını!..
Bunun üzerine en yetkili ağızdan “Canlı bombaların isimlerini biliyoruz ama kendilerini patlatmadan yakalayamıyoruz” diye açıklama yapıldığını!..
Yurdumuzda peş peşe katliamlarla talihsiz insanlara kıyan cani sürülerinin “öfkeli çocuklar” olarak tanımlandığını!..
* * *
Esad'ı bir an önce devirebilmek için Suriye'deki canilere insani yardım malzemesi adı altında TIR'lar dolusu silah ve cephane yollandığını!..
Ülkemizdeki bazı bankaların dünyanın her yanında toplanan paraları dinci terör örgütlerine aktardıklarını!..
Bu nedenle o bankalar hakkında ABD'de terör örgütüne finans sağlama davası açıldığını!..
Yaralı teröristlerin Güneydoğu'daki hastanelerde bedava tedavi edildiklerini!..
Buraya gelemeyenlere de ilaç ve tıbbi malzeme gönderilerek Suriye'deki hakimiyet bölgelerinde hastaneler kurmalarına imkan sağlandığını!..
Tüm bu gerçeklerin gizli servislerce belgelenip, ayrıntılarıyla Birleşmiş Milletler'e sunulduğunu!..
Yabancı televizyonların da aynı doğrultuda haber programları ve belgeseller yaptığını!..
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ