Burcu ORAL EVREN | KARŞI GAZETE RÖPORTAJ


NÜKLEER SANTRALİ OLMADAN NÜKLEER KAZA YAŞAYAN ÜLKEYİZ

Nükleer santralimiz bile yokken 1999 yılında İstanbul'da yaşanan kaza ile Türkiye, dünyanın 1956 yılından bu yana yaşadığı en önemli nükleer kazalar listesine girmişti.

Ayrıca İzmir'in göbeğinde, Gaziemir İlçesi'nde yıllardır toprağa gömülü şekilde bekleyen onlarca ton radyoaktif maddeyi temizleyecek yetkili kurum bulunamıyor...

Tüm bu "nükleer yetersizlik" acaba aşıldı mı?

Mersin'de ve ardından Sinop'ta yapılması planlanan nükleer santraller için bedel ödenecek mi? Karşı Gazete, CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer ile konuştu...

"ÇED RAPORUNUN, PUTİN GELİRKEN ONAYLANMASI MANİDAR!"

"ÇED raporunun, Rusya Devlet Başkanı Putin'in Türkiye ziyaretine denk gelmesi manidar" diyen Seçer, santralin Rusya'ya adrese teslim bir ihale ile verildiğini öne sürdü.

"Bu santral kararı, enerji politikalarına ilişkin verilmiş bir karar değil. Rusya'ya bir adrese teslim yasa ile bu nükleer santralin yapılması işi verildi... İhale süreci oldu, yargı iptal etti sonra bir uluslararası antlaşma ile bu iş Rusya'ya verildi" yorumu yapan Seçer, şöyle konuştu:

"NÜKLEER İLE İLGİLİ SORULARIMIZA YANIT VERİLMİYOR"

"ÇED ile ilgili soru işaretleri var. Türkiye'nin nükleer teknoloji konusunda önemli eksikleri var. Örneğin santralin nükleer atıklarının nerede depolanacağı, nasıl taşınacağı, güvenliğinin nasıl sağlanacağı hakkında ciddi noksanlar olduğu iddiaları var. Biz de soru önergesi ile bunları sorduk zaten, cevap bekliyoruz.

Ayrıca, kredi temininde sıkıntılar yaşandığına dair iddialar var. Acaba Putin'in ziyaretinde vergi indirimi gündeme geldi mi? Rusya, Türk Hükümeti'nden vergi indirimi istemiş olabilir...

Biz temel olarak zaten Mersin'de böyle bir nükleer santralin yapılmasına karşıyız... Seçilen yer ve teknoloji itibari ile karşıyız. Karanlık kalan noktalar, teknik anlamdaki sorularımızın yanıtlamamış nedeniyle endişe duyuyoruz ve bu tavrımız da devam edecek"

Seçer, Akkuyu hakkında bir de soru önergesi verdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'na şu soruları yöneltti.


1. ÇED raporunun, Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin'in ziyaretine saatler kala kabul edilmesi “jest” niteliğinde mi, “tesadüf” mü, yoksa “hoş geldin” hediyesi midir?

2. ÇED raporunda nükleer atıkların nerede tutulacağı, nasıl taşınacağı ve devamında da bu sürecin güvenliğinin nasıl karşılanacağı konusunun belirsiz bırakıldığı iddiası doğru mudur? Doğru değil ise bu süreç nasıl işleyecektir?

3. Akkuyu NGS hakkındaki ÇED ile ilgili olarak bakanlığınıza kaç itiraz dilekçesi ulaşmıştır? İtirazların içeriği nelerdir?

4. Akkuyu santrali inşasının finansmanı noktasında Rusya’nın kredi sıkıntısı çektiği ve vergi indirimiyle bu süreci daha rahat atlatmak istediği iddiası doğru mudur? Putin’in ülkemizde yaptığı temaslar sırasında bu konu gündeme gelmiş midir?

5. Madenlerde yaşanan güvenlik sorunları ve iş kazaları ortada iken, Türkiye olası nükleer santral kazasına karşı hangi önlemleri almaktadır?

6. 1999 yılında İstanbul İkitelli’de hurdacılık yaparken hurda diye satın aldıkları konteynerin içinden radyoaktif madde çıkmasıyla hayatı kararan Ilgaz ailesinin akıbeti ne olmuştur? Ailenin önergenin yanıtlandığı tarih itibariyle sağlık durumu nedir? Bu olay nedeniyle Türkiye “dünyanın en önemli 20 radyoaktif kazası” listesine girmiş midir?


Burcu Oral Evren | KARSIGAZETE.COM