AKP’nin ilk Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, dış politikayı yerden yere vurdu.
Yaşar Yakış,Türkiye’de siyasi partilerin en büyük sorununun lider sultası olduğunu belirtti ve ekledi:
Lideri kızdırırsam bir sonraki seçimde beni aday göstermez’ diye endişe duyuyor insanlar. Bizim partide sadece iki kişi çıktı böyle…
Ben ve Mehmet Aydın. Biz ikimiz adaylığımızı koymayacağımızı partiye bildirdik.
Türkiye’nin her yerinden IŞİD’e katılımlar olduğunu hatırlatan Yaşar Yakış, önümüzdeki günler için can sıkıcı bir tablo çizdi: IŞİD’le mücadele, öteki ülkelere kıyasla bizde çok daha zor olacak. Siyasi düzeyde bir tercih kullanılıyor…
Yaşar Yakış 2000’li yıllarda AKP’yi kuran 70 kurucu üyeden biri, üstelik parti programını kaleme alan 6 isimden de biri…
AKP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, AKP Hükümeti’nin ilk Dışişleri Bakanı, Ortadoğu coğrafyasında en uzun süre görev yapmış Türk Büyükelçisi. Anlattıkları aslında hepimizin bildiği; yanlış Suriye politikamız, IŞİD’e açılan büyük kapılar, Türkiye’de ellerini kollarını sallayarak dolaşmaları, hatta silah ve para yardımları… Yakış’la iç siyaseti de konuştum. İşte o yanıtlar.
- Yaşar Bey, Suruç’ta yaşanan saldırının sorumlusu kim ya da hangi kurum ?
Suruç’ta bu yaşanan güvenlik zafiyetidir. “Önlem alınsaydı engellenirdi” demek olayı çok basite indirgemek olur. Köklerine inebilmek lazım. Suriye politikamız bizi Suriye’ye olmamız gerekenden daha fazla bulaştırdı.
IŞİD’i kim, nasıl kullanıyor ?
Benim tahminim herkes! Herkesin çıkarı aynı olmadığı için herkes kendine göre bir tarafını kullanıyor. Böyle olunca tabii IŞİD konusunda bütün ülkelerin işbirliği yapması da mümkün olmuyor. Biz mesela Türkiye olarak IŞİD’i Kürtleri dengelemek için kullanmak istedik. Yakın zamana kadar böyle demeçler var… Suudi Arabistan, IŞİD’i bölgedeki Şii’leri dengelemek için kullanıyor. Türkiye’de çeşitli illerden, en son Adapazarı’ndan Konya’dan IŞİD’e katılımlar oluyor. Suudi Arabistan’da da servetleri olan Sünni Müslümanlık ve İslamiyet uğruna para yardımında bulunuyorlar.
- Türkiye’de binlerce IŞİD sempatizanının olduğu, Ortadoğu’da da bir o kadar Türk vatandaşının IŞİD için savaştığı söyleniyor…
IŞİD’in kendisi sosyal medyadan bu bilgileri açıkça duyuruyor zaten. Kaldı ki sosyal bilimlerde algı en azından gerçeğin kendisi kadar etkilidir. Uluslararası alanda Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği yönünde güçlü bir algı var.
GAZETECİLER BUNLARI NASIL BULUYOR?
- Hükümetin bugüne kadarki beyanlarının ve uygulamalarının etkisi yok mu bunda?
Mutlaka var. Ama daha da önemlisi, hem Batı basınında hem Türk basınında IŞİD’çilerle yapılmış röportajlar var. Adam “Şili’den İstanbul’a geldim” diyor, “Beni havaalanında Kapalıçarşı’da dükkanı olan birisi karşıladı, onun evinde kaldık, o beni ertesi gün otobüse bindirdi, Hatay’da bilmem kim aldı bizi, gece sınırı geçtik” diye anlatıyor… Düz gazeteciler bu adamları buluyor konuşuyor. İstihbaratçının da bulması gerekirdi.
- Suruç’tan bir gün önce Reyhanlı’da komutanların bir araya gelip toplantı yaptığını, bizzat IŞİD sosyal medyadan duyurdu…
Ondan 4 gün önce Konyalı bir kadının “Kızım IŞİD’e katıldı, kızımı kurtarın” çağrısı var. Türkiye’de her tarafta bu durumun yaygın olduğunu görüyoruz. Bu da Türkiye’de IŞİD’le mücadelenin öteki ülkelere kıyasla çok daha zor olacağını gösteriyor. Bu kadar topluma yayılmış, kök salmış olan bir hareket çok sayıda sempatizan toplayabilir. Bu adamlar bir önceki Ramazan Bayramı’nda İstanbul’un ortasında Ömerli’de açık açık toplantı yaptılar, üstelik bu yıl da aynını tekrar ettiler. Bu kadar açık olan bir duruma istihbarat ve güvenlik güçlerinin ulaşamaması mümkün değil. Siyasi düzeyde bir tercih kullanılıyor bence.
SURİYE İSTİHBARATI BİNLERCE KİŞİ SOKTU
- Savaş Türkiye’ye sıçradı mı bu saldırı ile?
IŞİD savaşının Türkiye’ye sıçraması için bunu beklemeye gerek yok! Diyarbakır saldırısı, Reyhanlı’da yaşananlar, işte böyle oluyor zaten, böyle başlıyor… Sonra Antalya’ya bulaşıyor, sonra İstanbul’a… Turizm çöküyor vs.
- Türkiye’deki en büyük risk nedir?
Uzun vadede de Türkiye’de bu kadar çok sayıda Suriyeli nüfusun çok sakıncaları var. 4 yıl Şam’da görev yaptım, Suriye istihbarat örgütünün Türkiye’ye binlerce elemanını sokmuş olduğunu tahmin etmek zor değil! Bunlar kendisini havaya uçuracak türden kişiler de olabilir, toplumda istikrarsızlık yaratacak olan başka türlü elemanlar da…
Parti bizim kurduğumuz ideallerin çok uzağında!
- AKP’yi kuran 70 kişiden birisiniz. Hâlâ kurucu üyesi misiniz?
Kurucu üyelik mezara kadar, eğer kendin istifa etmezsen. Ben istifa etmiş değilim.
- Kurduğunuz parti ile bugün Türkiye’yi yöneten aynı parti mi ?
Değil. Beni o tarihte motive eden ideallerinin şu anda ortalıkta olmadığını görüyorum. O ideallerin en önemlisi
yolsuzlukların önlenmesiydi! Ben aynı zamanda parti programını kaleme alan 6 kişilik grubun da üyesiydim. Orada vurgu yaptığım iki konu vardı; bir dış politikayı konunun uzmanı bürokratlar, sivil toplum, üniversiteler ve parlamentonun tümü ile inşa etmek. İkincisi de yolsuzluklarla mücadele idi. Şimdi ikisinden de çok uzaktayız. Hatıratımı yazmak istediğim için bu aralar hep bu eski notları karıştırıyorum. AKP daha kurulmadan Afyon’daki hazırlık toplantısında tuttuğum notlar. O yazdığımız ideallere bakıyorum, o günkü noktadan çok çok uzağız.. Kucağınıza doğan bebeğin, toplumda istenmeyen biri haline gelmesi neyse benim için de durum bu.
SEÇİMDE AKP’YE OY VERDİM
- Son seçimde oy verdiniz mi ?
Partinin kurucusuyum. Oy vermezsem, bu bir ahlaki sorun olur.
- AKP’yi birlikte kurduğunuz ve bugün de AKP’yi yönetmekte olan bazı kişileri tanımakta güçlük çekiyor musunuz?
Güç insanı bozuyor. Bazı insanlar siyaseti ihtiras boyutunda seviyorlar, ben bana bir durum uymadığı zaman güle güle diyebiliyorum, ama ihtirası olan insanlar bunu kolay kolay söyleyemiyor.
Gül, AKP’ye zarar verecek girişimin içerisinde olmaz.
- Yeni bir parti için bir girişimi olacak mı Sayın Abdullah Gül’ün?
Kurucusu olduğu AKP’ye zarar verecek bir şekilde bir girişimin içinde olacağına ihtimal vermiyorum. Ama parti artık onun böyle bir girişimi olmadan sarpa saracak bir duruma gelirse o zaman ona görev düşer.
- AKP’nin içinde rahatsızlık yok mu bütün bu olana bitene yönelik?
Partimizin her grup toplantısına hâlâ gidiyor, izliyorum. Her seferinde “Yaşar abi, ağzına sağlık, geçen gün beyanını okudum, tam senin gibi düşünüyorum” diyorlar. Ertesi hafta yine aynı konuşmalar… En sonunda dedim ki “Madem böyle düşünüyorsunuz niye dile getirmiyorsunuz?..” Abi biliyorsun durumu” diyerek bir çeşit çaresizlik ifade ediyorlar.
Koalisyon, yeni bir sayfa açmak için altın fırsat
- Ne yapılırsa Türkiye dış politikası açısından zarardan döner?
Politikamızı araziye uyarlamak için altından bir fırsat var elimizde, o da koalisyon müzakereleridir. Koalisyon müzakerelerinde bundan sonra kurulacak hükümetinin “Dış politikamız budur” diyerek yeni bir sayfa açması gerekmektedir. O yeni sayfada Esad sorunun değil, çözümün bir parçası olarak değerlendirilmelidir. İşin Türkiye’deki kısmında ise daha zor bir toplumsal seferberlik gerekiyor… Adapazarı’nda çocukları ve hatta karısını alarak biri IŞİD’e katıldı biliyorsunuz. Türkiye’de bir de böyle insanlar var. Bu insanların içinde kafa kesecek ya da kendini havaya uçuracak 5 adam bulsan işte Türkiye’nin başına gelebilecek en korkunç şey bu!
Rahmetli Özal herkesi dinlerdi
- Türkiye’nin AKP sorunu mu var, Tayyip Erdoğan sorunu mu?
Erdoğan’ın etrafında farklı görüşleri dillendirecek insanlara ihtiyacı var. Ben hasbelkader Turgut Özal’la da yakın çalıştım, bürokrat olarak. Rahmetli Özal etrafına kendisine çok aykırı düşünen insanları da toplardı, herkesi dinlerdi, yine bildiğini okurdu ama dinlerdi… “Evet efendimciler”in eline geçirdikleri lidere çok büyük zararları dokunur.
Kürtler’in tamamı ayrılmak istemeyecektir
Kuzey Irak’taki Kürtler’in bağımsızlığa çok yakın olduğunu kaydeden Yaşar Yakış’a göre Suriye’nin parçalanması halinde orada da benzer bir yapı hızla oluşacak…
- Bu denklemde Kürtler nerede ?
Kuzey Irak’taki Kürtlerle ilişkilerimizi sıcak tutarak her iki taraf için de yararlı bir ortam yarattık. Aynısını Suriye’deki Kürtlerle yapmamız gerek.
- Aslında büyük proje bağımsız bir Kürt devleti kurulması değil mi ?
Eğer böyle bir devlet kurulacaksa, Türkiye bunu istese de istemese de kurulacak. Kürtler 35 milyon nüfusuyla dünyada devleti olmayan en kalabalık halk olarak görülmektedir. Kuzey Irak’taki Kürtler bağımsızlığa çok yakın. Suriye parçalanırsa orada da benzer yapı hızla oluşur. İran kapalı. Türkiye’de en büyük Kürt şehri İstanbul, ikinci büyük Kürt şehri İzmir veya Mersin. Diyarbakır değil. Karma evlilikler çok yaygın, Kürt işadamlarının Boğaz’da yalıları var, Çerkezköy’de fabrikaları var. Günün birinde ayrılma yönünde referandum yapılsa bu kişiler nasıl oy kullanır sizce? O noktaya gelinirse zannetmeyelim ki bütün Kürtler bağımsızlık isteyecektir.
Kaynak: Sözcü / Özlem Gürses