CHP'nin sağlıkçı vekilleri Diyarbakır'da yaptıkları incelemelerin ardından parti binasında, basın toplantısı düzenleyerek, izlenimlerini aktardı.
CHP Sağlık Komisyonu üyesi, Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir, Kayseri Milletvekili Çetin Arık, Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara, İstanbul Milletvekili Ali Şeker ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Diyarbakır'da yaptıkları ziyaret ve incelemelerinin ardından akşam saatlerinde parti binasında, basın toplantısı düzenleyerek, izlenimlerini aktardı. CHP'li vekiller, yaptıkları kısa konuşmalardan sonra da, Sur İlçesi'ndeki mahalle muhtarlarıyla basına kapalı bir toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıda ilk olarak konuşan CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, genel merkezin her hafta rutin olarak 5-6 kişiden oluşan heyetleri Diyarbakır'a gönderdiğini belirterek, bu hafta sağlık komisyonu üyesi 6 milletvekilinin Diyarbakır'a geldiğini ve yaptıkları incleme sonrası izlenimlerini aktaracaklarını söyledi.
"GÖRDÜĞÜMÜZ MANZARA YÜREK YAKICI BİR MANZARA"
Daha sonra konuşan CHP Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir, yaptıkları ziyaret ve inceleme sonrasında Diyarbakır'da, insanların yaşam hakkı başta olmak üzere bir çok insan hakkının ihlal edildiğini belirterek, "Sağlıkla ilgili olarak; valilik, sağlık müdürlüğü, doktorlar ve sağlık emekçileriyle görüştük, sorunları yerinde tespit etmek için. Gördüğümüz manzara yürek yakıcı bir manzara. Sokağa çıkma yasaklarının 40'ıncı gününe vardığı bugünlerde, insanlar aç bırakıldı, hastanesiz, doktorsuz bırakılmış. İnsanların sağlığa erişimi konusunda ağır aksaklıklar var, ağır yaşam ihlali var burada. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, her türlü hukuk dışı uygulamaya karşı koymayı görev biliyoruz. Barışı hep beraber yeniden kurabiliriz. İnsan hakları temelinde birlik ve bütünlüğümüzü yeniden inşaa edebiliriz" dedi.
"AKP, ETNİK KİMLİK ÜZERİNDEN İNSANLARI BİRBİRİNE DÜŞÜRMÜŞTÜR"
Kayseri Milletvekili Çetin Arık da, 13 yıllık AK Parti iktidarı süresinde insanların etnik kimlik üzerinden birbirine düşürüldüğünü savunarak, "13 yıllık AKP iktidarı süresinde etnik kimlik üzerinden insanları birbirine düşürmüştür. Kardeşi kardeşe kırdıranları tarih afffetmeyecek, tarih bunları yargılayacaktır. Zılgıt bizim, horon bizim, zeybek bizim, halay bizim halayımız. Bu toplumu kardeş kavgasına getirmeye kimin hakkı var? Çocukların ölmediği bir Türkiye diliyorum" diye konuştu.
"HALKIN DOKTORLARI"
Antalya Milletvekili Dr. Niyazi Nefi Kara ise, Gezi sürecinde de orda olduklarını ve hak arayan halkların yanında olmaya devam edeceklerini belirterek, şöyle konuştu:
"CHP sağlık komisyonu üyesi hekimleri olarak geldik. Sabah 2 şehidimizi uğurladık. Burada aşılamalarının yetersiz yapıldığını saptamış bulunuyoruz. Herkes mutsuz, sağlık çalışanları ötekileştiriliyor. AKP'nin başarısız sağlık politikaları zaten vardı. AKP'nin bölme politikaları da hızla devam ettiğini görüyoruz. Buradaki insanların; demokrasi, özgürlük, barınma, eğitim, sağlık ve yaşam haklarının yok olduğunu görüyoruz. Binlerce çocuk okula gidemiyor, binlerce insan yerinden edilmiş ve haklarından mahrum olarak yaşıyor. Halkın vekilleri olarak buradayız. Buradaki arkadaşlarımızın, 'halkın doktorları' ünvanları var. Gezi sürecinde de oradaydık, sokaklardaydık, hak mücadelesindeydik. Bundan sonra halkların hak mücadelesinde her zaman halkın yanlarında olacağız. Biz istiyoruz ki asker ve polislerimizin de buradaki vatandaşlarımızın çocukları da yetim kalmasın. Bundan sonra AKP'nin ne ayrıştırıcı politikaları, nede başka emelleri olanların, bu ayrıştırmayı başarmalarına izin vermeyeceğiz. Hep birlikte barışı kuracağız."
"SAĞLIKÇILAR VE EĞİTİMCİLER LİNÇ EDİLİYOR"
Eğitimci ve sağlıkçıların bu ortamda linç edildiğini ifade eden İstanbul Milletvekili Ali Şeker de, "Sağlıkçılar, eğitimciler, öğretmenler linç ediliyor. Bir akıl tutulması yaşanıyor. Bu sorunların çatışmayla çözülemeyeceğini biliyoruz. Eğer bu süreçten çıkacaksak, uzlaşıyla, müzakereyle bu işi mecliste masa başında konuşarak çözeceğiz. Bu işin gideceği yer daha fazla çatışma ve bölünmeye gider. Herkes daha yüksek sesle barışı seslendirmeli, herkes daha fazla insan ölmesin, gençler ölmesin, asker ve polis ölmesin diyebilmeli" ifadelerini kullandı.
"DİYARBAKIR'DA KAN VAR, KİR VAR, UMUTSUZLUK VAR"
Son olarak konuşan Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Diyarbakır'da kan, kir ve umutsuzluğun hakim olduğunu gördüğünü aktararak, "Diyarbakırda kan var, kir var, umutsuzluk var. Bu ülke hepimize yeter. Emperyalizm işbirlikçileriyle birlikte evimize kadar geldi. Faşizm geldiğinde, sırası gelen herkesi götürecektir. Ülkede uygulanan yanlış politikalarla, ülke zorla bölünmeye götürülmektedir. Biz şiddetle bu bölünmeye karşıyız. Herkesin, siyasetçilerin, sivil toplum örgütlerinin de bu işte sorumluluğu var. Vicdanlı ve adaleti olmaya ihtiyacımız var. Bursa'dan geldim haberimiz yok, Bursa'dan bir aile, Bursa'da oturuyor, çocukları burada asker. O asker Diyarbakır Kulp'lu. Bursa'dan buraya geldiler, şehidin cenaze töreninde karşılaştık. Kimse bu ülkede bölünmeyi istemiyor. Savaştan, kirden nemalananlar var, savaşı isteyen bunlardır. Silah tücaarları, siyasi rantçılar, kirden, kandan besleniyorlar. Bu topraklar hepimize yeter. Bu ülkenin batısında, doğusunda, güneyinde ve kuzeyinde yaşayan herkes, bilsinler ki bu kan ve kir herkese ama herkese sıçrar. Hepimizin tekrar kafamızı kaldırıp aydınlığa bakıp, birbirimizin gözünün içine bakıp, yeni bir ülkeyi inşa etme bilincine ihtiyacımız var" dedi.
CHP Sağlık Komisyonu üyesi milletvekiller, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"BU SORUN ÇÖZÜLMELİ, YARIN ÇOK GEÇ OLACAK"
CHP'nin her hafta Diyarbakır'a bir heyet gönderdiğini, heyetlerin Ankara'ya döndükten sonra çatışmaların sona ermesi ve çözüm bulunması amacıyla CHP'nin nasıl bir yöntem belirleyeceği konusundaki soruya İstanbul Milletvekili Ali Şeker, "Parlamentoda bu işin görüşülerek çözülmesi konusunda CHP'nin eskiden beri gelen bir tutumu var. AKP'nin, ne olduğu belirsiz çözüm süreci var, bizim önümüze koyduğu bir süreç ve bu süreçte de malesef seçimi de seçimden kullandı ve sorunu daha büyütülmüş halde orta yerde bıraktı. Parlamentoda bir komisyonun derhal toplanması ve bu sorunun çözümüne katkı sunmayı talep ediyoruz. Bunun üzerinde ısrarla duracağız. İnsan ölerek, öldürürek yok ederek varabileceğimiz bir nokta yok. Parlamentodaki bütün gruplar bir aray gelip, bu sorunu çözmeli, yarın çok geç olacak. Şu an en temel sıkıntı yaşam hakkı ihlali. Ticaret zaten bitmiş. Esnaf iflas etmiş. Bu ortamda yaşamı uzun süre sürdürmek mümkün değil. Çok ciddi bir duygusal bölünmeye gidiyoruz. Bu bölünme geri dönüşülmez bir noktaya an be an gelebilir. Birinin kişisel ve siyasi çıkarları olabilir. Daha çok kandan, daha çok milletvekili, daha çok makam ve mevki peşinde olabilir. Ama Türkiye'de yaşayan hiçkimseye faydası olmaz" diye yanıtladı.
"BARIŞIN DİLİNİN KONUŞULMASI LAZIM"
Belediyelere kayyum atanması konusundaki bir başka soruyu Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir, şöyle yanıtladı:
"Anayasamız'da idari vesayet kavramı sözkonusu. Dillerinden düşürmedikleri ademi merkeziyetçi idareyi de hala getirmediler. CHP olarak biliyorsunuz, Avrupa Birliği Konseyi yerel yönetimler şartını kabul etmiş bir partiyiz. Türkiye'deki siyasi taraflar da, yerelden yönetimi ön görmüşler ama nedense bu yaşama geçirilmedi. AKP iktidarı Anayasa'daki bu hakkını kötüye kullanarak, her zamanki gibi antidemokratik tavrıyla belediyeler üzerinde kayyum kılıcını sallandırarak bölgeye de, Türkiye'ye de işine gelmeyen her türlü siyasi partiye de, bir ayar vermeye çalışıyor. Bunların bir sonu yoktur, bir kısır döngü. Daha önce denenmiş, başarıszlığı defalarca ıspatlanmış, sadece güvenlikçi politikalarla sonuç almaktan vazgeçilmesi ve barışın diliyle konuşulmasının zamanı gelmiştir."
CHP Sağlık Komisyonu üyeleri ve il yöneticileri, daha sonra sokağa çıkma yasağının ve çatışmaların sürdüğü Sur İlçesi'ndeki mahalle muhtarlarıyla basına kapalı bir toplantı gerçekleştirdi.
Kaynak: DHA