Rosida Koyuncu, 17 LGBTİ mahkûmla yaptığı söyleşileri ‘Voltaçark’ adıyla bir kitapta topladı.
Gördükleri kötü muamele ve baskılar yüzünden ölmeyi deneyen, işlerini bırakan LGBTİ bireylerin hikâyeleri birbirinden dramatik...
23. İstanbul LGBTİ Onur Haftası kapsamında önceki gün düzenlenen “Duvarın Ardındakiler” adlı panelde, 17 LGBTİ mahkumla yapılan söyleşileri içeren “Voltaçark” adlı Kitap tanıtıldı.
Rosida Koyuncu’nun hazırladığı kitap, LGBTİ’lerin cezaevinde tecrit edildiğini, işkence ile kötü muamaleye maruz kaldığını, baskılar sonucunda intihar girişiminde bulunduklarını gözler önüne seriyor.
Kitaptan bazı bölümler şöyle:
Burçak: Trans kadınım. Hukuk mezunuyum. Bir dönem avukatlık yaptım. Cinsiyet kimliğim yüzünden hem adliyede hem çevrede psikolojik baskıya maruz kalıyordum. Türkiye’de büro açıp çekip çevirmek tek başına zor olduğu için 2001 yılında mesleği bırakıp seks işçiliği yapmaya başladım. Cezaevinde tecrit, baskı ve psikolojik işkence var. Ölmek istedim, ölemedim.
Carolin: Brezilyalıyım. Yedi yıldır farklı cezaevlerinde kaldım. Benden erkek gibi giyinmemi istiyorlardı. Çok zorluk çektim. Hem yabancı hem de trans olmak hapiste çok zor. Trans olduğun için açık cezaevi ve diğer infaz biçimleri uygulanmıyor, tekli hücrede tutuluyorsun.
Recep: (Eşcinsel olduğu için dağdan gönderildiğini iddia ediyor) Heteroseksüel olsaydım, şimdi dağda ya da toprak altında olabilirdim. Eşcinsel olmasaydım bu kadar zorlu bir süreci yaşamazdım.
‘DAYAKTAN BAYILDIM’
Hazal: Gardiyanlar ve mahkumlar gelip, “Bize göğsünü aç! Bizi biraz eğlendir!” diyorlardı. Kartal E Tipi Cezaevi’nde arama adı altında çırılçıplak soyuldum. Sevkim Sinop Cezaevi’ne çıktı.
Yanıma oturan askerler ve onbaşı beni sürekli elle taciz ediyordu. Kadın gardiyanlara, “Travestiyim” deyince “Travesti nedir” diye söylenip geri gittiler. Mahkumların cezaevinde bir travesti olduğunu öğrenmelerini istemedikleri için revire çıkarmadılar.
Avşa: Giresun E Tipi İnfaz Kurumu’nda kalırken C. adında infaz koruma memurunun tecavüzüne maruz kaldım. Memur hapis cezasına çarptırıldı. Tokat’a gönderildim. Orada da peşimi bırakmadı.
Yaşadıklarımı Tokat’takiler öğrenince baskılar sonucu Niğde’ye, sonra Gümüşhane’ye ve en son Bafra’ya sürüldüm. Beni Tokat’tan takip eden memurdan avukat görüşme odasında yediğim dayak sonucu bayıldım ve hücreye atıldım. İki ayda 20 kilo verdim.
‘SAÇLARIMI TAÇLARIMI TIRAŞ ETTİLER'
Funda: Gardiyanlar bana bakıp “Kadın kılığındaki erkek bu mu” diye dalga geçiyorlar. Cezaevi müdürü, “Saçlarını keseceksin ki seni burada tutabileyim” dedi.
Saçlarımı üç numaraya vurarak zorla kestiler. Erkek elbiseleri getirerek “Bunları giyeceksin” dediler. Psikolojik işkencelere katlanamaz duruma geldim. Defalarca intiharı denedim başaramadım.
LGBTİ MAHKUM SAYISI
Kitapta, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CİSST) Mustafa Eren’in verdiği bilgiye göre, CİSST’in Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvurulara cevap olarak, Temmuz 2013’te 79, Mayıs 2014’te 95 LGBTİ mahkûm olduğu bilgisi verildi. Milliyet'ten Burcu Karakaş'ın haberine göre; 2015’te ise yapılan bilgi edinme başvurusu ise yanıtsız kaldı.