Edebiyatta 'dozaj'ı kaçırdığı gerekçesiyle işine son verilen Melike öğretmen Notre Dame De Sion Lisesi’ne karşı açtığı işe iade davasını kazandı.
Öğrencilerinin çıkardığı “Tavuskuşu” adlı fanzinde yer alan şiir ve yazılarda geçen ifadeler sonrası geçen temmuz ayında toplumsal cinsiyet, beden politikası ve feminizmle ilgili “dozaj”ı kaçırdığı gerekçesiyle Notre Dame De Sion Lisesi’ndeki görevine son verilen edebiyat öğretmeni Melike Koçak okula karşı açtığı işe iade davasını kazandı.
Melike Koçak’ın avukatı Vildan Yirmibeşoğlu bu davanın bir onur davası olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Ciddi bir hak ihlali söz konusuydu. Tektip öğrenci yetiştirmeye hizmet etmeyen, farklı gördükleri öğretmenleri işten atmak artık bu dava vesilesiyle kolay olmayacak. Bu davayla, bir öğretmenin insan haklarına, mesleki onuruna karşı tavır gösterildi. İlk celsede kazınmış olmakta önemli bir kazanç oldu”
"NEDİR BU DOZAJ"
Koçak, okul tarafından işine son verilmesinin ardından gazetemize verdiği söyleşide işinin öğrencilerine ayar vermek olduğunu belirterek hukuki haklarını arayacağını söylemişti. Koçak, “Edebiyat eğitiminin işi, öğretmenin işi ayar vermek değil bakış açısı kazandırmak, yaratıcılığın önünü açmak ve bunun dilsel araçlarını kazandırmaktır” demişti. “‘Dozaj’ı kaçırdığınız söyleniyor. Nedir bu dozaj?” sorumuzu da şöyle yanıtlamıştı:
“Kime göre neye göre dozaj? Bu dozajı kim belirliyor? Edebiyat sözkonusu olduğu zaman bilirkişi kimlerdir? Bilirkişi olmak zorunda mıdır? Fanzinde editörlük kurumu olmaz. Ortak akılla çıkar. Bireyi özgür ve özerk bireyler olarak gören anlayışta dozaj ayarlaması okul ve öğretmen tarafından yapılmaz. Tek doğru budur algısı dayatılıyor. Edebiyatın da dozajı yoktur. Cemal Süreya’nın “Geceler çok kısa, dört nala sevişmemiz lazım” dizelerini okutmayacak mıyız?” demişti.
Kaynak:Ceren Çıplak | cumhuriyet