Balyoz'dan tutuklanan en yüksek rütbeli subay olan Bilgin Balanlı'dan çok konuşulacak bir iddia: Arkasında CIA olabilir...
Bilgin Balanlı, 236 sanıklı Balyoz davasının tek muvazzaf orgeneraliydi. 2011’in Mayıs’ında Harp Akademileri Komutanı’yken tutuklandığında, o tarihten iki ay sonra yapılacak YAŞ toplantısında Hava Kuvvetleri Komutanı olarak atanması gerekiyordu.
Balanlı’nın kariyeri Balyoz’a takıldı, tutuklanan en yüksek rütbeli subay oldu. Balanlı, orgeneralliğinin 2 yılını Hasdal Cezaevi’nde geçirdi ve emekli oldu. 2014 Haziran’ında serbest kaldı ancak mahkemeden beraat kararı çııncaya kadar bir açıklama yapmadı.
Hürriyet gazetesinden Cansu Çamlıbel’e konuşan Balanlı tüm bu yaşananların düğmesine Erdoğan ve Büyükanıt’ın 2007 yılında Dolmabahçe’de yaptığı görüşmeden sonra basıldığına inandığını söyledi.
Balanlı Balyoz için ‘kritik Dolmabahçe görüşmesinde düşmeye basıldı’ iddialarına katıldığını açıkladı. Balanlı, Dursun Çiçek’in ‘komplonun arkasında İsrail ya da Amerika var’ iddiasına da değinerek “Amerika’nın müdahil olmuş olma ihtimalini daha kuvvetli görüyorum. Amerika’nın derin devleti, yani CIA, bu işin içerisinde olabilir” dedi. İşte Bilgin Balanlı smyleşisinin o bölümü…
-Bir diğer iddia da Mayıs 2007’de dönemin Başbakanı Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın meşhur Dolmabahçe görüşmesiyle ilgili. Düğmeye ondan sonra basıldığını düşünenlere katılıyor musunuz?
Evet, ben de öyle düşünüyorum.
-O görüşmede Erdoğan TSK’ya yönelik bu tür davaların gelmekte olduğunu mu anlattı Büyükanıt’a? Bunu mu düşünüyorsunuz?
O dönemde henüz Balyoz davası söz konusu değildi. Ancak Ergenekon soruşturması başlamak üzereydi. Bu görüşmenin hemen akabinde Ergenekon’la ilgili tutuklamalar başladı. Bu tutuklamaların içinde emekli orgeneraller de vardı.
Bunu hiçbir bilgiye dayanarak söylemiyorum, tamamen kendi düşünce sistemim içinde yaptığım bir değerlendirmedir bu. Belki kendi aralarındaki bu konuşmada TSK’nın buna reaksiyon göstermeyeceği gibi bir anlaşma sağlanmış olabilir.
O AMERİKALI SENATÖR KİM?
-Dursun Çiçek’i geçen akşam televizyonda izledim. Bunun İsrail ya da ABD komplosu olabileceğine dair kanaatleri var.
Amerika’nın müdahil olmuş olma ihtimalini daha kuvvetli görüyorum. Amerika’nın derin devleti, yani CIA, bu işin içerisinde olabilir. Bakın şunu hatırlatalım. Orhan Aykut isimli şahıs 13 Aralık 2010 tarihinde Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı’na başvuruyor ve bazı önemli açıklamalar yapıyor. O sırada Orhan Aykut Tekirdağ Cezaevinde tutuklu.
Diyor ki; ‘2007 yılında Balyoz soruşturmasına delil olacak bir çuval belgeyi biz İstanbul’da 4. Levent’te bir otelde o zaman beraber çalıştığımız eski bir milletvekili ile birlikte bir Amerikalı senatör ve TSK’dan emekli olmuş uzun saçlı bir binbaşıdan aldık.
Biz bu torbayı birlikte Ankara’ya götürdük’. Bu bana göre komplonun bir ayak izi. Şayet soruşturma başlayacaksa Orhan Aykut isimli şahıs biraz daha detaylı biçimde dinlenmeli. Buradan bir çıkış noktası yakalanabilir. Tabii o ifadede çuvalı bir Amerikalının getirdiğinin söylenmesi ‘Amerika da işin içinde miydi’ sorusunu akla getiriyor.
Ayrıca komplo olarak hazırlanmış olan Balyoz planının içinde TSK tarafından kullanılmayan bazı askeri tabirler de var. Bunların Amerikan Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanıldığını biliyoruz. Örneğin; biz denizlerimizden bahsederken okyanus kelimesini kullanmayız. Balyoz planının bazı yerlerinde okyanus tabiri geçiyor. Belli ki bunu bir Amerikan planından tercüme etmişler diye düşünüyorum.
-Bunları siz önemli izler olarak mı görüyorsunuz?
Önemli izler olarak görüyoruz. Bir yerde bir bağlantı var diye görüyoruz. ABD’nin kendisi olmasa bile planlayıcılar arasında Amerikalılar olabilir.