Diyarbakır’da 5 Haziran tarihindeki HDP mitinginde 4 vatandaşın ölümüne, 414 vatandaşın da yaralanmasına neden olan bombayı yerleştiren IŞİD militanı Orhan Gönder’in saldırıdan iki gün önce asker kaçağı olduğu için polis tarafından yakalanıp serbest bırakılması olayıyla ilgili tartışmalar büyüyor. Bu olayla ilgili gün ışığına çıkan bir dizi yeni bilgi ve belge, bu konudaki soru işaretlerinin artmasına, birbiri ardına yeni soruların gündeme gelmesine yol açıyor.
İşte bu konuda zihinleri meşgul eden soruların bir bölümü:
1- TERÖR SORUŞTURMASINDAYSA NEDEN ATLANDI?
Orhan Gönder, 3 Haziran’da Diyarbakır’daki bir otelde ikamet ederken
“asker kaçağı” olduğu gerekçesiyle polis tarafından tespit edilerek kendisiyle temas edildi. Polis, otelde yüz yüze temas kurduğu Gönder’e Askerlik Şubesi’ne gitmesini tebliğ etti. Hürriyet’in 26 Haziran tarihinde
“Bombadan 2 Gün Önce” başlığıyla bu durumu duyurması üzerine Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü aynı gün bir açıklama yaptı. Diyarbakır Emniyeti, bu açıklamada
“Yoklama kaçağı işlemi yapıldığı esnada şahsın yasadışı bir eylem hazırlığında olduğuna dair tespit edilmiş bilgi mevcut değildir” bilgisini verdi.
Oysa Hürriyet’in dün yayımladığı, ilk kez gün ışığına çıkan bir belge, bu olaydan yaklaşık bir ay kadar önce 6 Mayıs günü Adıyaman Emniyeti’ne Gönder’in IŞİD’e katıldığı yolunda bir ihbarın geldiğini ve Adıyaman Emniyeti’nin de konuyu savcılığa intikal ettirdiğini gösteriyor. Bunun üzerine Gönder’in ailesi Emniyet’e davet edilerek ifadeleri alınmış. Gelen ihbar üzerine yapılan inceleme sonunda hazırlanan ve Adıyaman Emniyeti’nden Komiser Yardımcısı Ömer Gülderen ve Adıyaman Cumhuriyet Savcısı Recep Erdin’in de imzalarını taşıyan bir tutanakta, Gönder’in “terör nitelikli kayıp şahıs” statüsünde olduğu belirtiliyor. Bu belgeye göre, Gönder 2014/8374 sayılı bir soruşturma çerçevesinde “terör nitelikli kayıp şahıs” durumundaymış.
Birinci soru burada karşımıza çıkıyor:
Adıyaman Emniyeti ve Savcılığı’nın belgelerine göre terörle bağlantılı görülen Gönder, neden Diyarbakır Emniyeti tarafından bu statüde değerlendirilmedi?
2- İSTİHBARAT HAVUZUNA BAKILMADI MI?
Buradaki kritik bir soru, Orhan Gönder’in adının kısaca UYAP olarak adlandırılan “Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi”nde yazılı olup olmadığı noktasında beliriyor. Diyarbakır Emniyeti, 3 Haziran tarihinde UYAP’a bakıldığını ve kendisinin sadece
“asker kaçağı” olduğu bilgisine ulaşıldığını belirtmişti. Bu durumda Adıyaman Başsavcılığı’nın “
terör nitelikli kayıp şahıs” statüsünde gördüğü Gönder’i UYAP’a koymadığı anlaşılıyor.
Başsavcılığın UYAP’a koyması bir zorunluluk mu? Bu konuda çelişik görüşler var. Hakkında arama kararı çıkartılmadığı için UYAP’a konulmasının zorunlu olmadığı da belirtiliyor. Ancak bu kabulden yola çıkıldığında, önemli bir başka seçenek devreye giriyor. UYAP’ta olmasa bile Gönder’in isminin terörle bağlantılı görüldüğü için Emniyet’in hem istihbarat hem de terörle mücadele birimlerinin veri tabanında olması gerekiyor.
Yanıt bekleyen soru şu:
Bu durumda Orhan Gönder 3 Haziran günü otelde polisler tarafından tespit edildiğinde, ismi Emniyet’in istihbarat ve terörle mücadele birimlerinin gördüğü istihbarat havuzunda arandı mı?
3- KAYIP ŞAHIS PROJESİ’NE NEDEN BAKILMADI?
Bu şıkkın da atlandığını varsayalım. Orhan Gönder’i tespit etmesi gereken bir başka radar daha var. Bu da ailelerin ve yakınlarının “kayıp başvurusu” üzerine tutulan Kayıp Şahıs Projesi. Bu proje 81 ildeki bütün asayiş ve güvenlik birimlerince görülüyor. Gönder’in ailesi geçen ekim ayından bu yana kayıp olan çocuklarının Suriye’ye gittiğinden şüpheleniyorlardı. Aile 13 Ekim 2014 tarihinde Adıyaman Emniyet Müdürlüğü’ne başvurarak durumu bildirmişti. Dolayısıyla, ailenin kayıp bildirimi çerçevesinde bu projenin bilgi bankasında Gönder’in IŞİD bağlantılı bir kayıp şahıs olarak, cihatçı olarak gözükmesi gerekiyor. O zaman şu soru gündeme geliyor:
3 Haziran tarihinde otelde bulunduğunda polis Kayıp Şahıs sistemine bakma ihtiyacını duymadı mı?
Bu şıkkın da atlandığını varsayalım. Orhan Gönder’i tespit etmesi gereken bir başka radar daha var. Bu da ailelerin ve yakınlarının “kayıp başvurusu” üzerine tutulan Kayıp Şahıs Projesi. Bu proje 81 ildeki bütün asayiş ve güvenlik birimlerince görülüyor. Gönder’in ailesi geçen ekim ayından bu yana kayıp olan çocuklarının Suriye’ye gittiğinden şüpheleniyorlardı. Aile 13 Ekim 2014 tarihinde Adıyaman Emniyet Müdürlüğü’ne başvurarak durumu bildirmişti. Dolayısıyla, ailenin kayıp bildirimi çerçevesinde bu projenin bilgi bankasında Gönder’in IŞİD bağlantılı bir kayıp şahıs olarak, cihatçı olarak gözükmesi gerekiyor. O zaman şu soru gündeme geliyor:
3 Haziran tarihinde otelde bulunduğunda polis Kayıp Şahıs sistemine bakma ihtiyacını duymadı mı?
ÜÇ İLDE BÜYÜK SORUŞTURMA
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), HDP mitingine saldırı sonrası tutuklanan Orhan Gönder’le ilgili polisin ihmali olup olmadığına ilişkin soruşturma başlattı. EGM, Gönder’le ilgili haberler üzerine dün şu açıklamayı yaptı: “3 Haziran 2015 günü Diyarbakır’da bir otelin kayıtlarında bölge polis merkezi görevlisince yapılan kontrolde, şüphelinin asker yoklama kaçağı olduğu anlaşılınca, askerlik şubesine gitmesi gerektiği yönünde tebligat yapılmıştır. İddia konuları ile ilgili herhangi bir ihmali olanlar varsa belirlenmesi amacıyla Polis Başmüfettişleri 10.06.2015 tarihinde görevlendirilmiş olup, konu tüm yönleriyle özenle soruşturulmaktadır.” Diyarbakır, Adıyaman ve Gaziantep’te geniş çaplı soruşturma başlatıldı.
Kaynak: Gerçek Gündem