KCK Eş Başkanı Cemil Bayık,
PKK olarak cemaat ile temas kurmak istediklerini ancak karşı tarafın bunu kabul etmediğini açıkladı.
İMC TV'den Ayşegül Doğan'a konuşan KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Gülen Cemaati ile PKK arasında ilişki olduğu iddiasına yanıt verdi. Davutoğlu'nun PKK-cemaat iddiasını kesin bir dille reddeden Bayık "elimizde belgeler var diyor. Ben bu belgelerin kamuoyuna açıklanmasını istiyorum" dedi. Bayık PKK olarak cemaat ile temas kurmak istediklerini ancak karşı tarafın bunu kabul etmediğini açıkladı. Cemaatin "milliyetçi ve Kürt düşmanı" bir çizgide olduğunu savunan Bayık "Biz temasa geçerek onları o çizgiden uzaklaştırmayı hedefledik. Ama onlar Kürt düşmanı milliyetçi bir çizgide kalmayı tercih ettiler. Bu nedenler bizim ile onlar arasında bir ilişki gerçekleşmedi." dedi.
İşte Bayık'ın açıklamalarından satır başları:
CEMAAT, PKK İTTİFAKI İDDİASI
Hem Gülen Hareketi, hem AKP, elbette Kürt özgürlük hareketini yanına almak ister. Kim ki bunu yaparsa dengeyi kendi lehine bozar ve önemli sonuçlar elde edebilir. Ama Kürt özgürlük hareketi bu iktidar mücadelesine asla alet olmadı olmaz. Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'elimizde belgeler var' diyor. Ben bu belgelerin kamuoyuna açıklanmasını istiyorum. Ama elinde bir belge falan yok. Sadece kara propaganda yapıyorlar. AKP kendisinden yana olmayan herkesi mutlaka etkisizleştirmek karalamak istiyor. Toplum nezdinde küçük düşürmek istiyor. Diğer yandan da KCK benzeri operasyonlar yaparak seçimleri kazanmak istiyor.
CEMAAT, PKK İLE TEMAS KURDU MU?
Biz cemaat ile temas kurmak istedik. AKP ile kurduğumuz gibi. Herkesle ilişki kurabiliriz. Ama bizi kabul etmeyen tanımayan hiç kimse ile ilişki kurmayız. Bizi kimliğimiz ile kabul etmeyen başka türlü görenlerle de ilişki kurmayız. Biz, cemaat ile ilişki kurmak istedik, ama onlar istemedi. Çünkü, Gülen cemaati milliyetçi ve Kürt düşmanı bir çizgidedir. Biz temasa geçerek onları o çizgiden uzaklaştırmayı hedefledik. Ama onlar Kürt düşmanı milliyetçi bir çizgide kalmayı tercih ettiler. Bu nedenler bizim ile onlar arasında bir ilişki gerçekleşmedi.
"14 ARALIK İKTİDAR MÜCADELESİNİN DEVAMIDIR"
AKP ve Gülen Hareketi bir dönem ittifak yaptılar ve önemli sonuçlara ulaştılar. Sonrasında ise kendi aralarında iktidar mücadelesine girdiler. 14 Aralık operasyonu bu mücadelenin devamıdır. Kim iktidar olacak, bunun kavgasını yapıyorlar. Kürtlere ve başka kesimlere karşı ittifak yaptılar. Geçmişteki suçları da birbirlerine yıkıyorlar. Oysa ne yapıldıysa birlikte yaptılar. Ama şimdi iktidar mücadelesine girdikleri için her yöntemi mübah sayıyorlar. Son operasyon da bunun devamıdır. Ne AKP ne Fethullah haklı değildir. İkisi de kirli bir siyaset geliştirdi.
"HDP-CHP İTTİFAKI KESİNLİKLE YANLIŞTIR"
CHP ile ittifaka sıcak bakmıyoruz. İki tarafın seçmeni de oy kayması yaşar. Böyle bir ittifakın yapılması bizce düşünülemez. Sistem partileri ile ittifak yapılması doğru değildir. Elbette seçimlerde ittifak yapılır. Hatta en geniş şekilde yapılır. Ama HDP'nin ittifak edeceği kesimler devlet dışı kesimlerdir. Bu çok geniş bir kesimdir. Soldur, Alevilerdir, çeşitli halklar ve din mezheplerdir, çevreciler, feministlerdir... Bu çevrelerin hepsi bu iktidardan umutsuzdur. Onun için bir demokrası bloğunun yaratılması gerekir. Bu blok yaratılırsa bunun sonuçları oldukça olumlu olacaktır. Böyle bir bloğun meclise girmesi MGK'daki svaş kararının engellenmesine ve demokrasi güçlerinin yeni bir döneme girmesini sağlayacaktır. Türkiye'deki zihniyetin değişmesine yol açacaktır. 2015 seçimleri herkes açısından stratejik bir değer kazanmıştır.