17 Aralık yolsuzluk operasyonunun kilit ismi Reza Zarrab'a ilişkin yeni bilgiler ortaya çıkmaya devam ediyor.
Gümrük Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı rapor, Reza Zarrab'a ait şirketin toplamda 89 kez yanlış beyanname verdiğini, bu durumun dış ticaret rakamlarında etkili olduğunu gösterdi. Hürriyet'ten Arda Akın'ın haberine göre 11 aydır hiçbir işlem yapılmadan bekletilen raporunun en çarpıcı kısmı Türkiye menşeli altınları ihraç ettikten sonra aynı altınları yeniden ithal ettiğinin tespit edilmesi oldu.
İlk belirlemelere göre tam 89 kez aynı işlemin yapıldığını belirleyen müfettişler, söz konusu işlemlerle dış ticaret verilerinin yanlış oluşturulduğuna vurgu yaptı. 17 Aralık soruşturmasının ardından dönemin Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın talimatıyla harekete geçen müfettişlerin hazırladığı soruşturma raporunun can alıcı bölümlerinden biri de Türkiye’de üretilen külçe altınların farklı ülkelere ihraç edildikten sonra aynı ürünlerin yanlış beyanname verilerek yeniden Türkiye’ye ithal edilmesi oldu. 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’na aykırı olarak yapılan işlemler raporda şöyle anlatıldı;
TÜRKİYE’DE ÜRETİLDİ
“Altın ithalatlarına ilişkin bazı serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin incelenmesinde, menşe kodu ve rejim kodu bilgilerinin yanlış girildiği görülmüştür. Duru Döviz ve Kıymetli Madenler AŞ firmasına ait 7 Aralık 2012 günlü beyanname incelendiğinde menşe kodunun 647 (Birleşik Arap Emirlikleri) rejim kodunun ise 4200 (Daha öce herhangi bir gümrükte alış satış işlemi yapılmamış vergi muafiyetli ürün) olduğu görülmüştür.
Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası tetkikinde ithal edilen külçe altınların Nadir Metal Rafinerisi ve İstanbul AltınRafinerisi tarafından üretildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla eşyanın menşe kodunun 052 (Türkiye) rejim kodunun ise 4210 (İhraç edilen eşyanın vergi muafiyete tabi tutularak serbest dolaşıma ve yurtiçi kullanıma sokulması) olması gerekmektedir. ”
YASAL İŞLEM YAPILMALI
Sarraf'ait şirketin toplamda 89 kez yanlış beyanname verdiği aktarılan raporda her bir yanlış beyanname için Gümrük Kanunu kapsamında işlem yapılması gerektiğine vurgu yapılarak, bu durumun dış ticaret rakamlarında etkili olduğu belirtildi. Raporun bu kısmında özetle şunlar ifade edildi;
“Türk menşeli bir ürünün ithal edilmesi, daha önce ihraç edilen bir ürünün yeniden ithal edilmesi anlamına gelmektedir. Eşyanın menşeinin ya da rejim kodunun yanlış beyan edilmesi dış ticaret istatistiklerinin yanlış oluşturulması ve değerlendirilmesi gibi nedenlere sebep olmaktadır.”
Reza Zarrab’ın şirketlerinin kuryeler aracılığıyla yaptığı para transferleri mercek altına alındı. Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı gümrüklerinin resmi kayıtlarında yapılan incelemede, 2010 yılı ile 2013 arasında 26 aylık dönemde 1 milyar 100 milyon dolar nakit para valizlerle taşındı. Türkiye’ye sokulan yaklaşık 800 milyon dolar nakit para, Dubai’de faaliyet gösteren şirketlerce gönderildi. Valizlerle getirilen paralar gümrükte ise serbest dolaşım kapsamında olduğu için “diğer” olarak kayıtlara geçti.
VALİZ BAŞINA PARA
Rusya Federal Gümrük Birimi’nin ülkeye valizlerle getirilen astronomik miktarda dolarlarla ilgili başlattığı soruşturmaya da vurgu yapılan raporda, Sarraf’a ait şirketler adına çalışan kuryelerin ifadelerine başvurulduğu ve savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Kuryelerin, taşıdıkları her para dolu valiz için 500 ile 700 dolar arasında değişen para aldıkları kayıtlara geçerken, Rusya’da halen devam eden soruşturmaya ilişkin bilgilerin de istendiği kaydedildi. AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla Rusya’nın yetkili makamlarına yapılan başvuruda, CJSC Moscow ismiyle Rusya’da faaliyet gösteren şirketin Sarraf’a ait Royal Denizcilik AŞ’yle ya da başka bir şirketle ilişkisi olup olmadığı soruldu. Ayrıca Türkiye’den Rusya’ya yapılan şüpheli para hareketleri konusunda yeni soruşturmalarla ilgili bilgi istendi.
Cari açığı kapattım demişti
Reza Zarrab 17 Aralık soruşturmasından sonra katıldığı bir TV programında Türkiye’nin cari açığının yüzde 15’ini kendisinin kapattığını söylemişti. Ancak dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Saraf’ın iddialarına, bununla ilgili kayıt ve bilginin bulunmadığını söyleyerek cevap vermişti.
Kaynak: Hürriyet