Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi Mehmet Eryılmaz para ve altın trafiğini de ortaya çıkardı.
17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmasının kilit ismi İşadamı Rıza Sarraf’ın kuryelerinden Adem Karahan’ın Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi’ne verdiği ifadede “Türkiye-Dubai-İran hattındaki para trafiğini” deşifre ettiği ortaya çıktı.
Sarraf’ın İran’a para trafiğini araştıran Müfettiş Mehmet Eryılmaz’a 1.5 ay önce konuşan Karahan, Sarraf’ın kendisi ve bir çok kişi adına şirket kurdurduğunu, bu şirketlerin hesaplarına gelen günlük 3-5 milyon doları çekerek şirkete getirdiğini itiraf etti. Dubai’den Türkiye’ye, Dubai’den İran’a kadar bir çok ülkeye nakit para götürmede kuryelik yaptığını da anlatan Karahan, müfettişe yurtdışına altınları nasıl götürdüklerini anlattı. Yurtdışına giriş-çıkışlarda gümrük memurları ve bazen de polisin çantalarını aradığını deşifre eden belirten Karahan, “Dubai’ye külçe altın götürürken kalabalık bir kurye ile giderdik. Hepsinin çantasında 30- 40 kilo altın olurdu. Gümrük beyanları ile ben ilgilenmezdim” itirafında bulundu.
Gümrük Bakanlığı’nın 11 ay önce hazırladığı ve İran’da halen hapiste olan Babek Zencani-Rıza Sarraf’ın firmaları arasındaki ticari ilişkilerin yer aldığı raporun ardından soruşturmanın Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi Mehmet Eryılmaz tarafından derinleştirildiği ortaya çıktı. 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında Kocaeli’nde gözaltına alınan Rıza Sarraf’ın kuryesi Adem Karahan’ın da derinleştirilen soruşturma kapsamında yaklaşık 1,5 ay önce Mehmet Eryılmaz’a ifade vererek Sarraf ile kuryelik ilişkilerini itiraf ettiği ortaya çıktı.
Parayı ofise götürdük
Cumhuriyet’in ulaştığı ifade tutanağında Sarraf ile birlikte 2002 yılında Ataköy Mesa villalarında güvenlik görevlisi olarak çalışırken tanıştığını anlatan Adem Karahan, daha sonra Erzurum Çat’a taşındığını ve Turgut Happani aracılığıyla zaman zaman kendisine para gönderildiğini, 2005 yılında da telefonla iş teklifinde bulunduğunu belirtti. Karahan ifadesinde 2006 yılında Sarraf’ın yanında evrak getir götür ve ofis temizliği işleri yaparak başladığını, 2008 yılında ise Rıza Sarraf’ın Khagani Abbasov ile birlikte kendisine Hazine Kuyumculuk isimli bir şirket kurdurduğunu söyledi.
Abbasov ile birlikte kurulan şirketin Denizbank’taki hesabına günlük 3-5 milyon dolar arasında para geldiğini ve parayı çekerek ofise geldiğini anlatan Adem Karahan, paralarla Abdullah Happani’nin ilgilendiğini daha sonra da Deniz ve Cihan Kıymetli Madenler gibi üzerlerine 5-6 kayıtlı şirket daha kurulduğunu kaydetti. Karahan, “Paraları ben veya banka talimatıyla Metehan A., Ertuğrul B., Mustafa A., Turgut H., Kadir H., Hüsamettin A. ve Erol E. çekiyorlardı. Hatta Rıza Sarraf da Garanti Bankası’ndaki hesaplardan benim talimatımla para çekmiştir. Benim adıma Garanti Bankası’ndan açılan hesaptan Abdullah Happani buradan Hakkari, Şırnak ve Diyarbakır gibi yerlere para göndermiş. Banka personeli beni bilgilendirince haberim oldu. Vergi müfettişleri üzerime olan şirketlerle ilgili inceleme yaptı ve 2.7 milyon TL tutarında vergi borcu altına sokuldum” dedi.
2012 yılında Dubai’de Sarraf’ın kendisine olan güveninden dolayı Emin General Trading LLC isimli firmanın kurulduğunu ve 6 ay orada kaldığını anlatan Adem Karahan altın ve para trafiğini şöyle anlattı:
Bir şirket de Dubai’de “Dubai’ye Turhan Yılmaz ile birlikte gittik. Dubai’deki ofiste Emin General Trading ile birlikte Atlantis Capital diye bir firma vardı. İran’lı Sadık ve Saeid isimli iki ikişi bana zaman zaman İngilizce yazılı belgeler getirir bende imzalardım. İçerikleri hakkında İngilizce bilmediğim için hiç bir bilgim yoktu. Dubai’deki ofise Rıza Sarraf, Hasan Sayar, Türker Sargın, kadir Happani ve Mustafa Happani gelip giderdi. Ofiste zaman zaman külçe altın ve para olduğu olurdu. Ben zaman zaman Riza Sarraf adına para ve altın taşımacılığı da yaptım. Dubai’den Türkiye’ye ve Dubai’den İran’a nakit kuryeliğinde de bulundum. Paraları Al Nefees (Rıza Sarraf’ın babasının şirketi)veya Nadir Döviz’in Dubai şubesi gibi yerlerden alıyorduk. Rusya’ya da bir kaç defa nakit para götürdüm. Dubai’ye külçe altın götürürken kalabalık bir kurye ile giderdik. Hepsinin çantasında 30-40 kilo altın olurdu. Kuryelerin başında ben ve Turhan Yılmaz olurdu. Gümrük ile ben ilgilenmezdim.”
Yurtdışına 'boş çanta ile girdik, çıktık'
Yurtdışına giriş-çıkışlarda gümrük memurları ve bazen de polisin çantalarını aradığını belirten Adem Karahan ifadesine şöyle devam etti: “2-3 sefer altın taşıyormuş gibi boş çantayla yurtdışına çıktım. Bu durumu yanımda bulunan ve yine boş çanta taşıyan Turhan Yılmaz’a sorduğumda ‘Rıza bey böyle talimat verdi. Sen aldığın paraya bak, geresine karışma’ demişti. Başlangıçta 500 dolar alırken bu para zamanla 300 dolara düştü. Dubai’ye vardığımızda altınları Emin General ve Al Nefees firmasına götürüyorduk. Bu altınlar Nadir Döviz gibi firmalarda Dolar veya Dirhem’e çevrilip İran’a götürülüyordu. İran’a külçe altın gönderildiğine hiç şahit olmadım. Rıza Sarraf’ın ve avukatının daha önce beni tanımadığı ve General Trading ile ilişkileri olmadığı yönnüdeki yönündeki beyanları kesinlikle gerçeği yansıtmamakatadır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Ali Açar/Cumhuriyet