Bir süredir AKP'ye destek verenler arasında müthiş bir kapışma yaşanıyor. 1 Kasım'dan önce saman alevi gibi başlayıp biten tartışmalar beklentilerin aksine seçim sonrasında dozajını arttırdı.
Daha önce ‘kol kırılır yen içinde kalır’ mantığının hüküm sürdüğü AKP’de 7 Kasım seçimleri öncesi ve sonrası alışık olunmayan görüntüler sergileniyor. Partinin kuruluşunda yer alan isimler ‘ti’ye alınıyor, AKP’ye yakın basın kuruluşları birbirini suçluyor.
AKP cenahındaki son polemik TRT Diyanet’te yayınlanan “Neden” programında Yenişafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan’ın konuşmasıyla başladı. AKP’nin Suriye ve Mısır’da hata yaptığını belirten Kaplan, “Yeter ya, batırdılar memleketi. Sıfır Sorun, politikası fikir olarak süper ama romantik. Hiçbir karşılığı yok bunun. Bölgedeki gerçeklerle örtüşmüyor” dedi. Kaplan, isim vermeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut’a gönderme yaptı. “Jölelilerle, şunlarla, bunlarla gaz veriyorlar; memleketi batırdılar” eleştirisi yönelten Kaplan’a önce hükümete yakın bazı yazarlar, ardından da troll hesaplar saldırı başlattı. ‘’İngiliz ajanı, İsrail uşağı, Mason’’ gibi saldırıların hedefi olan Kaplan, trollüğü haysiyet yoksunluğu olarak tanımladı.
KANAL 7 – STAR MEDYA KAVGASI
İki hafta önce başlayan bir diğer kavga Kanal 7 ile Star Medya Grubu arasında yaşandı. Kanal 7 Grubu, Digitürk'te Kanal 7'ye verilmesi gereken sırayı Ethem Sancak'ın kendi kanalına tahsis ettirdiğini ve devlet kurumlarına baskı yaparak kamu reklamlarını sadece kendi grubuna aktarttığını iddia etti. Bunun üzerine Star gazetesi yazarı Cem küçük üst üste yazılar kaleme aldı. Kanal 7'nin 17-25 Aralık operasyonları döneminde dik duramadığını savunan Küçük, "O kanalın bizler gibi milyonlarca Müslümanın parasıyla kurulmuş olduğunu unutuyorlar. Orası o şahısların kendi ekonomik birikimleriyle elde ettikleri mülk değildir. O grup bu milletin dindar çoğunluğunun mülküdür" dedi. Küçük, yazının sonunu da şöyle bitirdi: ‘’Ethem Bey’i kamu reklamlarını tehditle, şantajla alıyor diye utanmadan itham ettiler. Aslında Ethem Bey’e bu iftiraları atarak bizim gruptaki arkadaşları tercih yapmaya iterek zor durumda bıraktılar. Ethem Bey’e bu derece ahlaksızca iftiralarla durduk yere saldıran gruba karşı tavır alınması ahlaki bir zarurettir. Evimizin içine taş atılmıştır. Tavır almak için illa Ethem Bey ve Murat Bey’in mi bir şey söylemesi lazım?’’
KARAALİOĞLU VE FEHMİ KORU HEDEFTE
Star gazetesi yazarı Cem Küçük’ün hedefleri arasında Mustafa Karaalioğlu ve Fehmi Koru da yer aldı. Küçük hem Karaalioğlu hem Koru’yu Cumhurbaşkanı’na ihanet etmekle suçladı. Küçük, Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki’ye de çattı.
KABATAŞ YALANCISI POLEMİĞİ
Cem Küçük, Gezi eylemlerinde çok tartışılan ‘Kabataş yalanı’ndan gazeteci Elif Çıkar’a sorumlu tuttu ve ağır sözler sarf etti. Küçük, “7’li çetenin daha çok yakın bir zaman önce 80-100 tane üstü çıplak, deri maskeli, deri eldivenli adamlar gibi saçma sapan kurgular üreterek bizleri haklı iken haksız duruma düşürdüğünü de herkes hatırlıyor” dedi. Kabataş için ‘saçma sapan bir kurgu’ diyen Küçük’e cevap veren Elif Çakır ise ‘şuursuz tetikçi’ yakıştırmasında bulundu.
ALBAYRAK TECRİT EDİLDİ
1 Kasım seçimlerinden kısa bir süre önce yazar Hakan Albayrak'ın AKP Kongresi ile ilgili yazısındaki "Gençliğe verdikleri önemden bahsedip duranların ‘gençlik’ namına tek hamlesi, yazar Sadık Albayrak’ın oğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı olmasından başka bir özelliğini bilmediğimiz Berat Albayrak’ı MKYK’ya sokmak oldu" ifadeleri ortalığı karıştırdı. Troller ve bazı vekiller Albayrak'ı cahillik ve haddini bilmezlikle suçlayıp 'özür dile' çağrısı yaptı. O çağrıya 1 Kasım seçim öncesinde Albayrak şu yanıtı verdi; "O bir emir eri istiyordu ve yapabileceği en kötü tercih Ahmet Davutoğlu idi. Berat Albayrak’ı da önce ekonomi bakanı yapmalı/yaptırmalı ve 12 Eylül’deki kongrede de genel başkanlığa getirmeli/getirtmeli idi."
BÜLENT ARINÇ’A SERT SÖZLER
AKP’nin kurucuları arasında bulunan eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CNN Türk'te Taha Akyol'un sunduğu ‘Eğrisi Doğrusu' programında yaptığı açıklamalar nedeniyle mahalle medyasının hedefi haline geldi. Arınç'ın, “Bir zaman troller diyorduk, meğer bunların kadın olanları da varmış. Onlara da bizim camiada troliçe diyorlar” sözlerini üzerine alan Sabah yazarı Hilal Kaplan, “‘Manisalı Lawrence'ın son çırpınışları ama faydasız; siyasi cenazeleri dikkate almıyoruz” şeklinde tweet attı.
Güneş, Star ve Akşam başta hükümete yakın basın kuruluşları olmak üzere, Arınç'a yönelik hakarete varan ifadeler kullanıldı. Güneş Gazetesi, manşetinde Arınç'a avukat cübbesi giydirerek, ‘Cübbeli Bülo' manşetini attı. Star gazetesi, ‘Maske düştü Arınç göründü' diyerek birinci sayfada yer verdiği haberde şu ifadeleri kullandı: “Arınç, 1 Kasım seçimlerinde emekli olduktan sonra adeta saf değiştirdi. Gezi eylemcilerinin sözcülüğüne de soyunan Arınç, açıklamalarıyla Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıdı. ‘Hakkında pek çok konuda yanlış düşündüğümü sonradan öğrenmiş birisiyim.' diyecek kadar safını belli etti.”
HÜSEYİN ÇELİK DE NASİBİNİ ALDI
Arınç’a destek veren isimlerin başında gelen eski Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik de trollerin hedefine oturdu. Eleştirilere yanıt veren Hüseyin Çelik , “Tuvaletlerin kapısının arkasına bile yazılamayacak ifadelerle bize saldırılmasının akıl tutulmasından başka izahı yoktur. Eğer eleştiri ve tartışma yerini kayıtsız şartsız tasdik etmeye, ululamaya, şak şaka, külah kapmak için tabasbus ve yalakalığa bırakmışsa orada ortak akıl kaybolmuştur, hayır ve bereket yok olmuş demektir’’ dedi.
KÜLLİYE KAVGA KONUSU OLDU
İsmailağa Cemaati'ne bağlı Marifet Derneği'nin yayınladığı derginin Eylül sayısında hükümet yerden yere vuruldu. Peygambere kibir atfettiği ileri sürülen İçişleri Bakanı Efkan Ala ve "Bakara makara" ile gündeme gelen eski AB Bakanı Egemen Bağış'a ağır eleştirilerde bulunan başyazıyı, aynı zamanda Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yeğeni olan Marifet Dernekler Federasyonu Başkanı Muhammed Keskin kaleme aldı. Bu derneğin yaptırdığı Beykoz Çavuşbaşı’ndaki külliye bu yazıdan sonra kaçak olduğu gerekçesiyle yıkıldı.
CÜBBELİ AHMET-DİYANET
İsmailağa cemaatinin önde gelen ismi Cübbeli Ahmet ise her fırsatta Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e yüklenmeye başladı. Cübbeli’nin sahibi olduğu Lalegül dergisini arayıp müdahalelerde bulunmak isteyen Görmez'e “Sen kim oluyorsun” çıkışında bulundu. Cübbeli Ahmet, Diyanet’in bazı uygulamalarını ehlisünnet itikadının dışına çıkmakla suçladı. İsmailağa – Hükümet sürtüşmesi Cübbeli Ahmet’in Saray ziyareti ile son buldu.
Kaynak: radikal.com.tr