CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, kurultay tartışmasının yaşandığı CHP'de kararını verdi.
CHP’de parti içi muhalefet, “olağanüstü” kurultay çağrısına parti yönetiminden olumsuz yanıt alınca, “seçimli” olağanüstü kurultayın toplanması için imza toplanmaya başlarken, CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vererek, kararlılıkla yanında olduğunu belirtti.
OLAĞANÜSTÜ KURULTAYI DOĞRU BULMUYORUM
Çukurova Press’i ziyaret ederek Yönetim Kurulu Başkanı Engin Kanber, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sabit Özkeser ve Yazarlar Süleyman Yalçın ile Adnan Ercan’ın sorularını yanıtlayan CHP Milletvekili Özdiş, 7 Haziran seçiminde çıkan sonuçta milletin iradesine saygı göstermeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dayatması sonucu 1 Kasım seçimlerinin hayata geçtiğine dikkat çekerek, “Bu seçimden dolayı da partimizin kongre süreci askıya alınmıştı. Şimdi tekrar kongre süreci devam ediyor. Ortada böyle çok net bir durum varken, arkadaşlarımızın bu taleplerini şu an için kesinlikle doğru bulmadığımı açık seçik ifade ediyorum” dedi.
TÜRKİYE VE CHP'NİN KAYBEDECEK VAKTİ YOK
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde CHP’nin kendine çeki düzen vermesi gerektiğinin altını çizen CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, “Parti olarak genel eksiklerimizi tesphit etmeliyiz ve yolumuza devam etmeliyiz. Parti içi demokrasi de har alanda dünden daha fazla olabildiğince işlerlik kazanmalı. Özellikle örgütlerde. Şunu açıkça söylüyorum; rakibimiz AKP’nin kadroları, örgütleri bizlerden çok daha fazla çalıştı. Biz bir defa kadrolarımızı yeniden tespit edip kapı kapı dolaşacak, insanımıza ulaşacak, her türlü sıkıntılarında yanında olacak kadrolarla ancak biz bu işi götürebiliriz. ‘Kemal Kılıçdaroğlu gitsin, kim gelsin’ gibi tartışmalarla Türkiye’nin ve CHP’nin kaybedecek vakti yok” diye konuştu.
CHP Adana Milletvekili Özdiş, “Arkadaşlarımız olağanüstü kurultay isteyebilir. CHP parti içi demokrasiyi ve özellikle Sayın Kılıçdardoğlu’nun son dönemdeki açılımlarıyla daha düzgün bir şekilde çalıştırmaya başladı. Her Milletvekili olan arkadaşımın kurultay isteme hakkı ve talebi de vardır. Adaylık hakkı da olur” görüşünü de dile getirerek, şöyle devam etti:
MEVCUT İKTİDAR BİLE BU SONUCU BEKLEMİYORDU
“Bu partinin her üyesinin ilçe başkanından il başkanına, kurultay delegeliğine, milletvekiline kadar olur ancak bu dönemde kongrelerde parti içi seçimlere start verilmişti zaten. 7 Hazirandan hemen sonra 1 Kasım seçimleri de bilindiği gibi Cumhurbaşkanının dayatması sonucu hayata geçti. Ondan dolayı da bir süre parti için seçim süreci askıya alındı. Tekrar kongre süreci şimdi devam ediyor. Ortada böyle çok net bir durum varken, arkadaşlarımızın bu taleplerini kesinlikle doğru bulmuyorum. Haklarıdır ancak doğru bulmadığımı açık seçik ifade ediyorum. Tabii seçim sonuçları hepimizi şaşırttı.
CHP Milletvekili olarak bu sonuçları hem Adana hem de ülke genelinde beklemiyorduk. Daha da iyi bir sonuç alabileceğimizi öngörüyorduk. Zaten kamuoyu araştırması yapan şirketlerin bizi koyduğu bant yüzde 27 ve 30 arasında bekliyordu. Mevcut iktidar bile bu sonucu beklemiyordu, şaşırdı. Ama maalesef böyle bir sonuç ortaya çıktı. Bu sonuçlara her siyaset yapan kişi saygı duymak zorundadır. Nedeni de hukuk bunu böyle emreder. Biz hukukun üstünlüğünü savunan bir partiyiz. Hayatın her alanında hukuk etkin olsun istiyoruz. Bu düşünce ve anlayışta olan bir partinin milletvekili olarak benim farklı bir şey söylemem söz konusu olmaz. Milli irade deniliyor bu sonuçlara. Bu milli iradeye biz saygılıyız ama AKP saygılı değil. 7 Haziran’da milli irade ortaya çıktı ancak bu milli iradeye maalesef başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Başbakan bu milli iradeyi görmezden geldiler, hiç de saygı göstermediler. Bu durum bu kadar açık ve net.”
YENİDEN BİR YOL HARİTASI ÇİZMELİYİZ
CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, “İstediğimiz sonuç olmadı. Önümüzdeki olağan kurultayımızda masaya yatıracağız. Mümkünse hatta birkaç gün süren kurultay görüşmeleri olmalı” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nerede ne yaptık siyaset bilimcileri, sosyologlar , psikologlar olmak üzere konunun tüm ilgilileri bunu genel merkezimizin önderliğinde masaya yatırılmalı. Gerekirse sandık sandık tespit etmeli ona göre yeniden bir yol haritası çizmeliyiz. 1 Kasım seçimleri gösterdi ki, haksızlığı, hukuksuzluğu şiar edinmiş bir parti AKP maalesef aldı. İşte yüzde 49 oy aldı ve 317 milletvekili çıkardı. Ama şunu söylemekten geçmek mümkün değil. Haksızlığı, hukuksuzluğu şiar edinmiş bir parti tek başına iktidara geldi.
CHP’YE HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA İHTİYAÇ VAR
İçinde yaşadığımız ülke Türkiye Cumhuriyetimiz her zamankinden daha fazla tehlike içerisinde. Bu dönemde CHP’ye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Özellikle CHP’nin parlamento grubuna ve örgütlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Daha bir kendimize gelmek durumundayız. Eksikliklerimizi, yanlışlarımızı açık yüreklilikle hiçbir arkadaşımızı ötelemeden, dışlamadan ortaya koymak durumundayız ve yeni kadrolarla yolumuza devam etmeliyiz. CHP Genel Başkanları içerisinde çok partili sisteme geçildiğinden bu yana en çalışkan bir genel başkana sahibiz. En fazla proje üreten, proje üretmesi için davranış sergileyen bir genel başkana sahibiz. Bu da CHP için büyük bir kazanım olarak söylüyorum. Neden çok somut; mevcut iktidar bile bizim projelerimizden hareketle bir takım vaatlerde bulundu. Örneği ise asgari ücret ve emekli gibi…
KILIÇDAROĞLU ÖNDERLİĞİNDE CHP KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERMELİ
Sayın Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde CHP kendine çeki düzen vermeli. Gene eksikliklerimizi tespit etmeliyiz ve yolumuza devam etmeliyiz. Parti içi demokrasi de har alanda dünden daha fazla olabildiğince işlerlik kazanmalı. Özellikle örgütlerde. Şunu açıkça söylüyorum; rakibimiz AKP’nin kadroları, örgütleri bizlerden çok daha fazla çalıştı. Biz bir defa kadrolarımızı yeniden tespit edip kapı kapı dolaşacak, insanımıza ulaşacak, her türlü sıkıntılarında yanında olacak kadrolarla ancak biz bu işi götürebiliriz. Böyle seçim döneminde yapılan çalışmaların verimli olmadığını özellikle bu seçimde bir defa daha gördük. Bunu söylerken, bu eleştirileri bu tespitleri yaparken önce kendime de söylediğimi açıklıkla söylemek istiyorum. Bu işin sorumlulardan bir tanesi de varsa eğer biz de kendimize bu anlamıyla bir pay düşüyorsa, bu payı da biz kabulleniriz. Kendimizi acaba nerede nasıl yanlış yaptık diye değerlendiririz, daha doğruyu yapmak için elimizden gelen her türlü çabayı da gösteririz.
Dediğim gibi yeni bir kongre dönemine girilmiş olup, iki kurultayın tarihine bakıldığında arada 10 gün veya 15 gündür ya vardır ya da yoktur. Şimdi böyle bir şeyde bu partiyi yeniden yormanın, toplamanın bir anlamı yoktur. 7 Haziran sonrası neden bu olağanüstü kurultay talebi gelmedi bu arkadaşlardan. Eğer bir başarısızlık varsa 7 Haziran’da da böyle bir şey söz konusu. Yoksa niye bu telaş, niye bu talep, niye bu parti içerisinde tekrar yeniden tartışma açılıyor. Kalk deki, şu şu yanlışımız var. Parti bunları yanlış yapıyor, onları anlarım. Kurultayda söyle, oturalım, işte komisyonlar kurulsun. Bilimsel anlamda Profesörler gelsin, otursunlar tespitler yapılsın. Bu yolda yürüyelim. Onu anlarım. Ama ‘Kemal Kılıçdaroğlu gitsin, kim gelsin’ gibi tartışmalarla Türkiye’nin ve CHP’nin kaybedecek vakti yok. Eğer istenilen imza toplandığında olağanüstü kurultayda toplanılıp birisi aday olursa ve düşüncelerini, projelerini anlatır onay alırsa başta Sayın Kılıçdaroğlu ceketini ilikler tebrik eder. Nasıl geçmişte Bülent Ecevit rahmetli İsmet Paşayı kurultayda yendiğinde işte Bülent bey yanına doğru geliyor ve İsmet Paşa ayağa kalkıp ceketini ilikliyor ‘Buyrun Sayın Genel Başkanım’ diyor. Saygısını göstermek anlamında gidiyor Bülent bey yanına. Ben eminim öyle bir durumda Sayın Genel Başkanım Kılıçdaroğlu da yapar. Ama onun yolu bugün için olağanüstü kurultay değil. Ben olağanüstü kurultay çağrılarını bu dönemde çok samimi bulmadığımı ifade etmek isterim ve sayın genel başkanımın yanındayım.”
Kaynak: Çukurova Press