KARŞI GAZETE | ANKARA

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Meclis'te  Parlamento muhabirleri ile sohbet toplantısı düzenledi. Gündeme ilişkin önemli soruları yanıtlayan Yüksekdağ, çözüm sürecinde müzakere aşamasına iki hafta içinde geçilebiliceğini söyledi. Barajı aşarak, büyük bir sürpriz yapacaklarını da öne süren Yüksekdağ, "anketlere göre oyumuz 9,5 ile 10,5 oranındadır ama  alacağımız oy yüzde 13-15’in üzeri" diye konuştu. 

İşte Yüksekdağ'ın açıklamalarının satırbaşları...

"AKP HALA MÜZAKEREYE HAZIR DEĞİL"

"Müzakereye geçilip, geçilmemesinin sorumluğu Hükümete aittir. Çözüme ve müzakereye Kürt tarafı hazırdır ancak AKP hala hazır değil. Bu nedenle müzakere hazırlıklarını geciktiriyor ve müzakereler somut olarak başlatılmıyor. Müzakereye geçilememe nedeni budur. 

AKP hükümeti eğer tarih sahnesinden silinmek istemiyorsa, kendisinin başlattığı  bu süreç konusunda artık daha ciddi daha somut adımlar atmalı. 

Önümüzdeki hafta tekrar İmralı ziyareti olabilir. Olumsuz bir gidiş yok çözüm süreci bakımından. Geriye gidiş yok  Ama bir ileriye gitme hazırlığı var. Karşılıklı olarak...

"İKİ HAFTA İÇİNDE MÜZAKERE AŞAMASINA GEÇİLEBİLİR"

Önümüzdeki bir iki hafta içinde bu adımın somut aşamaya bürüneceğini düşünüyoruz. Bu somut aşama şuydu "müzakereye geçildi". "İki taraf da bize biz masa etrafında oturduk, taslak üzerinde müzakereye başladık" derse bu aşama başlamış olacak. 

"ORTAK AÇIKLAMA YAPILABİLİR"

İki taraf da kamuoyuna ortak açıklama yapabilir. Ayrı ayrı da yapılabilir, ama  murad edilen ortak bir açıklamadır. Bu açıklama yapıldığında biz anlayacağız ki; müzakerelere geçilmiştir ve müzakere başlıkları üzerinde tartışmalar başlamıştır... Artık Hükümetin atması gereken adımların, hızlandırılması gerekiyor. 

Şu an süreç tam olarak müzakereye geçilme sürecidir. Müzakereye geçilmez ise ortak açıklama da olmaz. Müzakere hazırlıklarını şu an Hükümet  tamamlayamamıştır. 
Hükümet, hazırlıklarını tamamladıktan sonra ancak ortak açıklamaya geçilecektir. 
Biz iki hafta içinde hükümetten bu kararın verilmesini bekliyoruz. 

"BARAJI YÜZDE 15 İLE AŞARSAK, KİMSE ŞAŞIRMASIN!"

Barajı aşamama öngörüsü bizim için uğursuz ve dayanaksız bir kehanettir!... Bize göre barajı aşamamak gibi güçlü bir ihtimal yoktur.  Cumhurbaşkanlığı  seçiminden bu tarafa yukarı çıkan bir toplumsal  ilgi ile yüz yüze HDP. 

"HDP, ÜÇÜNCÜ ODAK OLDU"

Bugün artık somut bir gerçektir,  HDP üçüncü bir odak olmuştur. AKP bir odak, CHP ve MHP'nin merkezinde durduğu bir başka odak, üçüncü odak HDP olarak gelişmiştir. 

"OYUMUZ %15 ÜZERİNE ÇIKARSA, KİMSE ŞAŞIRMASIN"

9,5 ile 10,5 oranındadır partimizin oyu son yapılan anketlerde. Bizce tam gerçeği de yansıtmıyor. Alacağımız oy daha da üstü yüzde 13- 15 üstü. Ama şunu da söyleyelim, % 15 üzerine çıkarsa da kimse şaşırmasın! Şaşırtmaya hazırlanıyoruz. Türkiye siyaseti güzel sürprizleri yaşayabilir artık.

"TÜM OLASILIKLARA GÖRE PLANLARIMIZ HAZIR"

Bizim B,C planına ihtiyacımız yok. Alfabenin tüm harflerini kapsayacak planlarımız önceden mevcut. HDP, Parlamento dışı siyasetin de bir güç olduğunu kanıtlayan partidir. Parlamento dışı siyasetle de değişimin bir yörüngesini oluşacağını kanıtlamıştır

Biz, Parlamento dışında rüştümüzü çoktan ispatladık. Velev ki dışarda kaldık... Ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz... Parlamento içinde ya da dışında bu gücü harekete geçirebiliriz. Kimse 'HDP, Parlamento dışında kalırsa sudan çıkmış balığa döner' diye düşünmesin, diğer partiler bunu düşünsün. Biz zaten halkın içindeyiz. Onlar, Parlamento dışına düşerlerse, halkın içine dönme sendromu yaşarlar. 

"HDP'NİN MECLİS'E GİRMESİNİ SADECE HÜKÜMET DARBESİ ENGELLER"

HDP'nin güçlü bir temsil ile Meclis'e girmesine engel olacak tek güç Hükümet, siyasi iktidar eliyle  oluşturulacak  bir darbe olur sadece... Demokrasiye darbe teşebbüsünde bulunulmaz ise HDP'nin barajın altında kalması mümkün değil!

Somut bir darbe, komplo duyumumuz yok... HDP'nin barajı aşamaması nasıl bir olasılık ise HDP'nin barajı aşamamasına yönelik bir komplo da bir olasılıkdır. Ama HDP'nin barajı aşmaması için Hükümet ve muhalefet kanadından sistematik bir çaba yürütülüyor. 

"FİDAN'IN SİYASETE GİRMESİ, GELİŞTİRİCİ ETKİ YARATABİLİR"

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın istifası, iktidarın kendi içindeki gelişmelerden biridir. 
Fidan, siyasette önemli rol oynamış birisi. Ancak çözüm süreci kişilerden ve kadrolardan bağımsız gelişiyor. Devlet ve toplum gündemi olarak ele almak gerekir. Fidan'ın siyasete adım atma kararının çözüm sürecininin organizasyonu ve yürütülmesinde çok belirgin bir sonucu olacağını düşünmüyorum ben,  olumsuz da olmaz ama geliştirici etkisi olacağını düşünüyoruz..


"GÜVENLİK PAKETİ, SÜRECİN RUHUNA AYKIRI!"

İç Güvenlik Paketi, sürecin ruhuna ve amacına aykırıdır.  Genel seçim öncesinde bu paketi gündeme getirip; sokağı germe, şiddeti artırma ve bu yolla kaos beklentisi içinde olanların elini rahatlatma eğilimi mi var? Bu paketten halk güvenliği çıkmaz. 

Ertuğrul Kürkçü'nün bugün verdiği yasa teklifi ile  Hükümete  şunu hatırlatmak istiyoruz: Tartışılması gereken başka şeyler var. Bu güvenlik paketinin dışında tartışılması gereken çok şey var. Bizim yasa teklifimiz de ikinci alternatifi öne çıkarma çabasıdır. Bir seçenek sunuyoruz, gelin demokrasi ekseninde düzenleyelim kamuyu ve toplumsal yaşamı...
Güvenlik paketi etrafındaki tartışmalar Türkiye açısından bir trajedidir. 

"PAKETİN ERTELENMESİ İÇİN HÜKÜMETLE GÖRÜŞMEDİK"

Hükümetle bir görüşme yok. Geri çekin filan diye pazarlık yok. Ama bir risk teşkil ettiği gerçek. Paketin ertelenmesi için somut bir görüşme, pazarlık olması gerekmiyor... Zaten kamuoyunda birçok itiraza yol açtı.   Diliyoruz ki bu itirazları, paketin geri çekilmesi ya da kayda değer şekilde değişmesi olarak ele alır iktidar. Ertelenmesinin, AKP hükümetinin kendi tavrına ve pakete yeterince güvenmemesi nedeniyle olduğunu düşünüyorum... Eğer pakete güvenselerdi çıkarırlardı. Hükümet, kararsızlaşmıştır. Bu durum iyidir, Türkiye insanının hayrınadır. 

"ÖCALAN İLE PAKET GÖRÜŞMESİ OLMADI AMA BU HALİYLE ÇIKARSA SÜRECİ ETKİLER"

Özel anlamda 'İç Güvenlik Paketi, İmralı'da masaya geldi' diye bir bilgimiz yok. Güvenlik Paketi çözüm ve müzakere süreciyle doğrudan ilgilidir. Bu hali ile çıkması, çözüm sürecini tehdit eder. Doğrudan çözüm ve müzakere sürecini etkiler. Bir risk ve tehdittir. Bunun illa ki İmralı'da görüşülmesi gerekmez bunları tespit etmek için. "

Burcu Oral Evren | KARSİGAZETE.COM