Dinleme olayı ortaya çıktıktan sonra Almanya’nın yağmış olduğu açıklama, bence dinlemenin kendisinden daha büyük bir skandal. Yani “Dinledik, dinlemek hakkımız, dinlemeyeceğiz de ne yapacağız? Bundan sonra da dinlemeye devam edeceğiz” diyor Almanya. Bu açıklamanın karşısında Türkiye’nin mutlaka “Dinlemeniz yanlıştı, bundan sonra dinlemeniz doğru değil” demesi gerekli.
Belki de açıklamayı yapmak için bir şey bekliyorlardır ama şuana kadar ki sessizlik sağlıklı bir sessizlik değil.
Almanya 2009’dan beri yapmış olduğu bir dinlemeyi neden o zamanlar değil de şuan açıklıyor? Ve 2009 tarihinin bir önemi var mı?
Dinleme meselesi biliyorsunuz Marcus meselesinde bitiyor. Yani Ajan Marcus olayından çıktı. ABD Almanya’yı dinledi ve bu Snowden belgelerinde var. Merkel’in cep telefonlarına kadar dinlendi ve akebinde de çift taraflı çalışan bir ajan, Marcus diye biri ortaya çıktı.
Bunun belgeleri içerisnde Türkiye’nin dinlendiği, hatta Kerry’nin, Clinton’un ve BM Genel Sekreteri’nin de dinlendiği ortaya çıktı. Modelleri içerisinde tesadüfen bir anlamda biri sızdırdıysa sızdı. Bilinçli olarak ortaya atılıp atılamadığını bilmiyorum ama Almanlar bilinçli olarak böyle bir şey ortaya attıklarını sanmıyorum.
Ortaya bugün çıktı. 2009’dan bu yana dinlendiği söyleniyor. 2009 anlmalı tarih bir yönüyle. Çünkü, Türkiye’nin İsrail’le, Avrupa’yla ilişkilerindeki gerilimin artmaya başladığı bir dönem. Ama dinlemelerinin ortaya çıkmasıyla birlikte Almanya’nın bir özürdilemesi gerekirdi.
TÜRKİYE'Yİ DÜŞMAN ÜLKE OLARAK DİNLİYOR
Merkel özürdilemeyi bırakın, dinlemelerin bizzat arkasında durdu. Hatta “Dost ülkeden kastım ABD’ydi” diyerek, Türkiye’yi dost olarak görmediğini bile ifade etti. Bu kritik bir tavır değil mi?
Alman yetkililerin basına yansıyan ifadeleri “Türkiye’yi dinlemeyeceğiz de kimi dinleyeceğiz” şeklinde. Alman istihbaratı Türkiye’yi hedef ülke olarak dinliyor. Hedef ülkeden kasıt, düşman ülkeler kategorisindeki, tehlikeli ülkeler kategorisinde dinliyor. İran nasıl dinleniyorsa öyle dinliyor. Bu normal değil. Birde Merkel bunun üzerine “Dost ülkeden kastım ABD olduğunu” söyledi.
Merkel’in bu çıkışı Türkiye-Alman ilişkilerinde bir milat olabilir mi?
Tabi. Bana sorarsanız Türkiye’ye bunu söylemesi, “Bizim bir dostluk ilişkimiz yok, NATO’da ittifak içindeyiz ama bu mecburen böyleyiz. Türkiye’den tehdit algılıyoruz. Türkiye’nin Almanya içindeki derneklerle ilgilenmesinden rahatsızız. Türkiye’nin Irak ve Suriye politikasını da güvenilir bulmuyoruz.” bu anlamlara çıkıyor.
Artı yetkililerin basına verdikleri ifadelerde, Alman istihbarat yetkilileri diyorlar ki; “ABD bizden bunu talep etti. Türkiye’nin ikili oynadığını söyledi.” IŞİD meselesinde, Suriye meselesinde bundan dolayı ABD’de Türkiye’yi beğenmediğini görmüş oluyoruz.
Sızdırma ile ilgili “amaç Türk-Alman ilişkileriniz bozmak” tarzında yorumlar yapıldı. Sizce bu yorumlar doğru mu?
Sızdırmanın sebebinin Türk-Alman ilişkilerinin bozmak için olduğunu sanmıyorum aslında. Sızdırma denk geldiği için öğrendik biz olayı. Ondan sonrasında yapılan açıklamalarda da Türk-Alman ilişkilerinin çok büyük bir bunalım içerisinde olduğunu gösteriyor bize. Bir kere şuan Almanya Türkiye’yi dost ülke olarak görmüyor. Dost ülke olmayanlar nasıl müttefik olurlar? O da değiller. Dolayısıyla Almanya Türkiye’yi bir düşman ülke olarak dinliyor. Bundan dolayı, utanmıyor, çekinmiyor, özürdilemiyor. Dolayısıyla Türkiye’ye vermiş olduğu kıymet bu boyutlar içerisinde. Türk-Alman ilişkilerinde büyük bir krizdir bu. Çöküştür. Tarihinde hiç bu kadar ciddi bir kriz olmamıştır. Hitler döneminde bile, yani hitler Türkiye hakkında böyle ifadeler kullandığını ben hatırlamıyorum. Osmanlı döneminde böyle ifadeler hatırlamıyorum. Büyük bir krizi işaret ediyor. Türkiye’nin de ben rahat olduğunu sanmıyorum. Neden açıklama yapılmıyor onu bilmiyorum.
TÜRKİYE DENKLEMİN DIŞINA İTİLDİ
BM ve Obama IŞİD için Esad’la anlaştığı, yakınlaştığı tarzında haberler yansıdı kamuoyuna. Bu Türkiye’nin Ortadoğu’da ve dünyadaki konumunu nasıl etkiler?
Evet o haberler doğru. ABD ve İngiltere IŞİD konusunda Suriye rejimi ile belli bir iş birliğini yapıyor. Ve şu anda da Ortadoğu’ da batı için en büyük tehdit IŞİD ve diğer radikal dinci gruplar… Şimdi burada üzücü olan nokta şu; Türkiye denklemin dışına itilmiş oldu. Özellikle IŞİD meselesinde, Türkiye bu çalışmaların içerisinde yer almıyor. Sınırımızın hemen güneyinde askeri operasyonlar, istihbarat operasyonları var ve bunlar genelde Türkiye’den habersiz yapılıyor. Türkiye’nin görüşü alınmadan yapılıyor. Ve 49 kişinin Irak’ta rehin alınması bir anlamda Türkiye’yi de kilitlemiş vaziyette, kıpırdayamıyor. En kötüsü ise Türkiye hakkında, sanki şantaj yapılıyor gibi haberler çıkıyor batı medyasında, IŞİD’i destekleyen, bir terör örgütünü destekleyen devlet olarak lanse ediliyor.
Bu haberlerde dediğim gibi bence bir şantaj mantığı ile yapılıyor. Eğer Türkiye işbirliğine gitmezse, ABD’nin, İngiltere’nin çalışmalarına engel çıkarırsa, bu haberler artar ve şantaj gerçeğe dönüşmeye başlar. Bu haberlerin mantığını da ben Türkiye’yi bu olaylara bulaştırmamak, burada yapılmak istenenlere bulaştırılmamak olduğunu tahmin ediyorum.
Pasifize etmek için yani…
Evet, nasıl konsoloslukta 49 kişi rehin alınarak Türkiye’nin Irakta elini kolunu bağlandıysa, bu haberlerde bir şekilde Türkiye’yi donduruyor, işin dışında tutuyor. Türkiye dışarda tutulmaya çalışılıyor.
Yeni Türkiye bu şartlarda hiç hamle yapamaz diyorsunuz?
Edilgen kalır ve büyük ihtimalle oyunu dışarıdan izler.
ÖZEL | KARSIGAZETE.COM