RÖPORTAJ | KARŞI GAZETE
YA KIRK KATIR YA KIRK SATIR MI?
Yaklaşık bir ay kaldı... 12 Ekim'de, 15 bin hakim ve savcı sandığa gidiyor. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimi yapılacak. Şimdiye kadar Yargı'nın siyasallaşması için birlikte hareket eden Hükümet ve cemaat, ilk kez ayrışarak kendi listelerini seçtirme derdinde...
KRİTİK 12 KOLTUK
22 üyeli HSYK'nın 12 (salt çoğunluk) koltuğu kritik... O koltukları Hükümet ele geçirirse, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu dosyaları açılamayacak; Bakanlar ve AKP'li bürokratlar, iş adamları rahatlayacak. Cemaat ele geçirirse iktidarın üzerine gitmeye devam edilecek, operasyonlar sürecek... Ancak her iki halde de adaletin tecelli ettiğine olan inanç sarsılacak... Ya adam suçsuzsa? Ya deliler sahteyse? Ya kumpas sürüyorsa?
...
HEM CEMAATÇİ HEM TARAFSIZ OLUNUR MU?
HSYK seçimlerini, CHP'nin savcı milletvekili Ömer Süha Aldan ile konuştuk. Aldan'ın açıklamaları gösterdi ki, fişlemenin en büyüğü Yargı'da yapılmış... 15 bin savcı ve hakîmin hangisi ülkücü, hangisi cemaatçi, hangisi solcu, hangisi sosyal demokrat, hangisi iktidar yanlısı... Tek tek biliniyor... Herkes, diğerini tanıyor... Peki ideolojileri biliniyor ama ya mesleklerine bağlılıkları? Yani hem cemaatçi/ solcu / sosyal demokrat/ülkücü hem de adil Yargı'dan yana olunamaz mı?
Ömer Süha Aldan, kritik seçimi şöyle anlatıyor;
"HSYK içinde şu anda üç yapı görülüyor. Biri Yargıda Birlik Platformu adı altında iktidarın ve bazı sosyal demokratların ve ülkücülerin olduğu bir liste. İkincisi Yarsav listesi, üçüncüsü ise cemaatin, bağımsız adaylar üzerinden yürüteceği bir kampanya. Hükümet'in amacı, HSYK'yı tümüyle ele geçirmek...
KAVGANIN NEDENİ 22 ÜYEDEN 7’Sİ...
Şu anda HSYK'nın 22 üyesinden, 4’ünü Cumhurbaşkanı Erdoğan seçecek. Biri ise bakanlık bürokratlarından oluşan Adalet Akademisi yönetimince seçilecek, 5 oldu... Bakan ve müsteşar da doğal üye, 7 üye doğrudan Hükümet'in istediği isimler olacak demektir bu. Çoğunluğu sağlayabilmek için 5 üye daha gerekiyor... O halde geriye kalan 15 üyeden 5’ini kazanan, yarışın galibi olacak. Bu 15 üyenin 3'ünü Yargıtay, 2’sini Danıştay belirleyecek. Yargıtay'dan belirlenecek üç üyeden, ikisinin cemaate yakın olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Danıştay'dan gelecek iki üyenin ikisinin de cemaatten olacağı söyleniyor. Bu durumda denge 8/4... 8 Cemaat, 4 Hükümet... İşte burada Adli ve İdari Yargı'dan gelecek 10 üyede işler kilitleniyor... Ancak burada da tahmin edilen bir durum var... 10 üyenin 3'ü İdari Yargı'dan , 7’si Adli Yargı'dan seçilecek. İdari Yargı'dan seçilecek kürsü hakimlerinin üçünün de cemaatten olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Yani elde kalan Adli Yargı'dan gelecek olan 7 hakim ve savcı... Bu 7 kişinin "kimlerden" olacağı, HSYK'yı kimin elinde tutacağını gösterecek!"
EĞER İKTİDAR KAZANIRSA...
CHP'li Aldan'a göre eğer iktidar yargıyı ele geçirirse, Türkiye'de artık faşizm 'taçlanacak!'
Cemaat ele geçirirse "Hükümetin karşısında bir grubun olması iyi" diye değerlendirenler de yine bir kesimin tetikçisi olma tehlikesi ile karşı karşıya... Peki çözüm ne?
ALDAN'DAN HAKİM VE SAVCILARA "ADALET" ÇAĞRISI
Aynı zamanda eski bir savcı olan CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, meslektaşlarına "kim hangi listeden gelirse gelsin; temiz, bağımsız, hukukun üstünlüğüne inanan, birilerinin tetikçisi olmayanlara oy verin" çağrısı yapıyor.
"YARGININ NORMALLEŞMEYE İHTİYACI VAR"
"Yargı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yolsuzluklarını kapatma aracı ya da bazı operasyonları yürütme aracı olarak kullanılmamalı" diyen Aldan, "Yargının, normalleşmeye ihtiyacı var" diye konuşuyor...
KIRK KATIR MI KIRK SATIR MI?
"Şu andaki savaş; İktidarla- egemen güçlerin kendi arasındaki savaşı... Maalesef sosyal demokrat arkadaşlar bir tarafa savrulmuşlar. "Kırk katır mı, kırk satır mı?" tercihi yapma noktasındalar" diyen Aldan, listelerde olan ya da bağımsız olarak seçime giren isimlerin arasında hala 'gerçek' hukukçuların bulunduğu görüşünde. Şu değerlendirmeyi yapıyor:
"İKİLİ YAPIYA TESLİM ETMEYELİM"
"Türk Yargısı'nı ikili bir yapıya teslim etmeyelim. Düne kadar sabahın 5`inde insanların evini basıp, kelepçeleyenlerin evi bugün evi basılıyor... Bu devr-i sabık olarak böyle sürmemeli. Yargı, kendi içinde işlemeli. Elbette suç işleyen varsa yargılanır ama, düne kadar beraberdi bu insanlar...
CAMBAZA BAK!
Erdoğan'ın hep yaptığı şey, karşısında düşman yaratmak. Erdoğan aslında amacı hasıl etti. Soruşturmasını kapattı... Oğlunun evinin basılması isteyenleri cezaevine tıktı. Bu 'paralel ile mücadele' dediği şeyi bitirdiği anda, asıl Yargı'yı ele geçirmiş olacak! 'Cambaza bak!' meselesi yaşadığımız... 'Paralel' dediği adamları aslında bir güzel tasfiye ediyor. İçeri tıktırdı, yolsuzluklar için takipsizlik kararı verdirdi... Ama aslında bu insanları kendi yarattı... Mesleğe aldırdı, unvanlarını kendi verdi... Saf mıydı o zaman? Hayır! Kulllandı onları ama ondan daha çok şey istendiğinde vermedi. Pastanın paylaşımında sorun çıktı... HSYK seçimini de İktidarın kazanması demek, faşizmin güçlenmesi anlamına gelir. Son nokta, Yargı biter!"
Burcu Oral Evren | KARSIGAZE.COM