İç Güvenlik paketinde “best practice” realitesi

İç Güvenlik paketini meşrulaştırmak isteyen hükümet, Batı'yı örnek gösterirken hedef şaşırtarak gayri meşru maddeleri meşrulaştırmaya çalışıyor.
İç güvenlik paketindeki maddeleri meşrulaştırmak için batıyı örnek gösteren Hükümetin yaptığı çalışmaya meşrulaştırmaya çalıştığını ifade eden Şahin, önemli bir noktaya dikkat çekerek yazısına şöyle devam ediyor:

İç güvenlik paketi ile getirilmek istenen kimi düzenlemeleri de Hükümet sözcüleri, bunların Batı demokrasilerinde de mevcut olduğunu söyleyerek meşrulaştırmaya çalışmaktalar.

Bunlara örnek olarak, eğitim kurumlarına belli bir mesafede uyuşturucu kullanımı ve satılmasına ilişkin ağırlaştırılmış cezalar; Molotof kokteylinin yakıcı madde kategorisine alınması ve toplumsal olaylarda yüzü örtmenin veya maskelemenin yasaklanması verilebilir.

"BATIDA MEVCUT OLMASI TEORİK OLARAK DOĞRU OLDUĞUNU GÖSTERMEZ"

Evet, benzer düzenlemeler Batı demokrasilerinde de mevcut. Bir şeyin Batı demokrasilerinde mevcut olduğunu söylemek teorik olarak o şeyin doğru olduğunu göstermez. Ancak Batı demokrasilerinin insan hakları alanındaki bize göre oldukça iyi olan karneleri göz önüne alındığında, oradaki uygulamaların “iyi uygulama” örneği sunma ihtimali yüksektir.

Sanırım işin püf noktası da İnglizce “best practice” teriminin karşılığı olan bu “iyi uygulama” ifadesinde yatmakta. Sorun şu ki, Batı’dan alınan doğru kural ve kurumlar suiistimale açık olabilir ve çok yanlış bir şekilde uygulanabilir. Mesela, gösteri yürüyüşü, miting gibi faaliyetlerde yüzü kapamanın suç olmasını ele alalım.

"TÜRKİYE'DE İNSANLARA MUHALİF OLMA HAKKI TANINMIYOR"

Bunun suç haline getirilmesinin arkasındaki mantığı anlamak kolaydır. Bir suça karışan eylemcinin kimliğinin güvenlik güçlerince tespit edilebilmesi meşru bir amaçtır. Batı demokrasilerinden gelen bir kişiye de bu, gösterilerde yüzü kapamanın suç haline getirilmesi için makul bir gerekçe sunar.

Ancak, bir Batı demokrasisinde yaşayan bir protestocu ile Türkiye’de yaşayan bir protestocunun katlanmak zorunda olduğu maliyetler aynı değildir.

Maalesef, Türkiye’de insanların devlete ve onun temsilcilerine muhalif olabilme hakları gerçek anlamda tanınmamaktadır. İnsanlar, devleti temsil edenlere karşı bir muhalif eylem içerisine girdiklerinde fişlenmekte ve bu onların karşısına devlet memuriyetine alınmama, memuriyetten atılma, sürülme, terfi ettirilmeme, kamu bankalarından kredi alamama, iş yerlerine vergi memurlarının ziyareti gibi çeşitli biçimlerde çıkmaktadır.

Kaynak: Bican Şahin | www.ankarareview.com

    :

    :

    :

    :

    "İç Güvenlik paketinde “best practice” realitesi" hakkında Tweetler

    DİĞER POLİTİKA HABERLERİ