İşte Özkök'ün açıklamalarından satırbaşları:

“Benim kendi gönlüme uyan bir sonuç değil ama Türkiye böyle bir tercih yaptı. Bu sonucun nasıl okunacağı önemli. Birkaç yıldır çok büyük bir kutuplaşma yaşıyoruz. Bu sonucu nasıl okumak gerekiyor? Burada bir başarı olduğu için bu başarının sahiplerinden arzularım var. Acaba bu kutuplaşmayı kıracak bir söylem gelişecek mi?

Başbakan Mevlana’yı ziyarete gidiyor. Bunun sembolik bir anlamının olduğunu düşünüyorum ben. Başarının bu kadar büyük çıkmasının AKP’ye bir özgüven vermesi gerekiyor. Ben 6 yıl Fransa’da yaşadım. Fransa’da seçim olduğu zaman bir parti kazanır, bir parti kaybeder. Kaybedenler hayatlarını tehdit altında hissetmezler. Bu kutuplaşmayla yaşanabilir mi yaşanır, yaşıyoruz ama toplumun ne bu tarafındakilere ne öteki tarafındakilere yarayacak bir şey değil bu. Benim iyimser olmamı sağlayacak bir şey var. Türkiye’de toplumun tamamına seslenen iki parti var. Türkiye’deki merkez yüzde 75 oldu tekrar. Bunun üzerine güzel bir Türkiye kurabiliriz diye düşünüyorum ben. Açıkcası ben de yoruldum öfkeli olmaktan.

Kendisine güvenen AKP’nin istikrar kavramını yeniden tanımlaması gerekiyor. O zaman ben yine muhalif olmaya devam edebilirim ama toplumun bir kesimi hezimet duygusu yaşamaz. Bu zamana kadar yaptığım yorum iyimser. Maalesef bir de karamsar durum var. Merkezin iki partisi de trolleşme halinde. Bence bunu ayıklamayı öğrenebilirsek, her iki tarafta da bir dezenfekte etme psikolojisini devreye sokabilirsek olabilir diye düşünüyorum. Bu 17-25 konularını da artık konuşmanın bir anlamı yok. Bu konular Meclis’e gelmeyecek. Hesaplaşma çizgilerini bir kenara bırakıp ileriye bakalım. Ekonomi bekliyor bizi, kutuplaşma sorunumuz var, Suriye var. O sorunları da hep birlikte göğüslemek Türkiye’yi daha ileriye götürür diye düşünüyorum.”